Üniversiteler özerk olmalıdır

İstibdattan hayır gelmez. Hiçbir halk istibdada müstahak değildir. Eşitlikten ve özgürlükten vazgeçmek insanlıktan vazgeçmektir. Halkın akla ve bilime dayalı eğitim ve araştırma kurumları olması gereken üniversitelerin özerk olması, eşitliğin ve özgürlüğün ayrılmaz parçasıdır.

Üniversiteler kendi kendini yönetebilir, kendi yöneticilerini kendileri belirleyebilir.

2020’den 2021’e

2020 yılı işçiler ve emekçiler başta olmak üzere bütün insanlık için maalesef çok zor bir yıl oldu. Korona virüsü hastalığı Kovid-19’un yol açtığı ölümler ve yıkım, sözümona bu belayı önlemek için alınan önlemlerin tetiklediği ekonomik ve sosyal çöküntüyle kat kat arttı.

Hukuk anayasalar kanunlar açıkça çiğnenerek işyerlerinin kapatılması, sokağa çıkma yasakları, gelirsizlik, işsizlik, yoksulluk, açlık, iflaslar, yaş ayrımcılığı, toplanma yasakları çıldırtıcı boyutlara ulaştı.

Amerikan ambargosuna baş eğmeyiz

Amerikan yönetimi herkesin bildiği sırrı sonunda açık etmeye karar verdi ve 14 Aralık 2020’de Türkiye’yi resmen düşman ilan etti. Yönetimden yapılan açıklamalara göre, Amerika’nın Düşmanlarına Yaptırımlar Yoluyla Karşı Koyma Kanunu (Countering America’s Adversaries Through Sanctions Act: CAATSA) uyarınca, Türkiye Savunma Sanayii Başkanlığına ticari, mali ve teknolojik ambargo uygulanması kararlaştırıldı ve kurum yöneticilerine ABD’ye seyahat yasağı getirildi.

Herkes için insanca yaşayacak bir ücret

Asgari ücret, hayata yeni atılan bir işçinin temel insani, sosyal ve kültürel ihtiyaçlarını rahatça karşılayacağı bir ücret olmalıdır. Bir ay boyunca sabahtan akşama kadar alınteri dökerek çalışan bir işçi bunu hak eder.

Bugün ise, sermaye sahiplerinin ve hükümetin saldırıları ile her geçen yıl alım gücü daha da düşen, kelimenin tam anlamıyla kuşa çevrilen asgari ücret, işçinin ve ailesinin hiçbir ihtiyacını karşılayamaz durumdadır. Açlık sınırının altında olan mevcut 2.324 TL ile işçinin ne evi ısınır, ne aşı pişer, ne ışığı yanar, ne de suyu akar.

Kasım ayı şehitlerini anıyoruz

Kasım ayında yitirdiğimiz ve hayatlarını TKP mücadelesine adamış, örgütlülüğün birer sembolü olan yoldaşlarımızı (16 Kasım 2020) etkinliklerle anacağız.

TKP mücadelesine büyük katkıları olmuş Mustafa Asım Hayrullahoğlu (Deniz Yoldaş), İsmail Bilen (Marat Yoldaş) ve Zeki Baştımar yoldaşlarımızın anması için 16 Kasım 2020 Pazartesi günü saat 11.00’de Kulaksız Mezarlığında bir araya geleceğiz.  

Ekim Devrimi, TKP ve Türkiye

2020 yılı dünya ve Türkiye tarihi açısından yaşamsal önem taşıyan büyük devrimsel atılımların bütünselliği açısından anlamlı bir yıl. Emperyalist-kapitalist sisteme karşı ulusal kurtuluş devrimleri ile sosyalist devrimlerin birliği ve dayanışması 20. yüzyıla damgasını vurdu. 21. yüzyılda da aynısı olacak.

İşçilerin ve emekçilerin sömürü ve zulümden kurtuluşu, dünya halklarının eşitliğe ve özgürlüğe kavuşması için devrimlerin birliği ve dayanışması en büyük ihtiyacımız olmaya devam ediyor.

Torbadan işçi düşmanlığı çıktı!

Hükümetin kamuoyuna “istihdam paketi” adı altında sunduğu “İşsizlik Sigortası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi” AKP TBMM Grup Başkanlığı tarafından 16 Ekim 2020 tarihinde Meclise sunulmuştu. Toplamda 43 madde olan kanun teklifi geçen hafta TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda ayrı ayrı görüşüldü ve kabul edildi. Teklif Meclis Genel Kurulunda tartışılacak.