1. Gündemdeki Montrö tartışmasını nasıl değerlendiriyorsunuz? Tartışma nereden çıktı ve ulusal ölçekteki siyasal saflaşmalar bakımından bu tartışma bize ne gösteriyor?
Montrö tartışması Türkiye’nin ulusal kurtuluş ve cumhuriyet devrimiyle kazandığı bağımsızlık, bütünlük ve egemenlikle sorunu olan çevrelerin çıkardığı bir tartışmadır. Emperyalizm de, işbirlikçi feodal güçler ve onların takipçileri de Türkiye halkının Lozan ve Montrö anlaşmalarıyla kayıt altına alınan kazanımlarını bir türlü hazmedemediler.
Güncel olarak bakıldığında, Amerikan emperyalizminin Karadeniz’deki sömürgeci, yayılmacı ve militarist emelleri doğrultusunda Montrö sözleşmesini delme arzusunu gayet iyi bilen iktidar çevreleri bu konuyu büyük bir aymazlıkla pazarlık kozu olarak kullanmak istediler. Montrö sözleşmesinin değerini tarihsel ve güncel deneyimlerle kavrayan ulusal demokratik güçler, bu çevrelerin aymazlığına tepkilerini ortaya koyunca tartışma alevlendi.
Montrö tartışması, Türkiye halkının her şeye rağmen emperyalizme ve işbirlikçi gerici güçlere karşı ulusal kurtuluş ve cumhuriyet devriminin kazanımlarını korumaya kararlı olduğunu, bağımsızlık bütünlük ve egemenlikten vazgeçmeyeceğini gösterdi.
2. CHP'nin dile getirdiği, Montrö gibi tartışmaların yapay tartışmalar olduğu ve tek önemsenmesi gereken gündemin ekonomi olduğu şeklindeki tutumu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Amerikan emperyalizminin ve emrindeki NATO’nun Ukrayna ve genel olarak Karadeniz’deki provokasyonları ortadayken Montrö tartışmasını “yapay” bulanlar, Türkiye halkının en temel yararlarını dikkate almayan bir yolda yürüdüklerini itiraf etmiş oluyorlar.
Ekonomi ve politika birbirinden ayrılmaz. İşsizlik, pahalılık ve yoksulluk kuşkusuz Türkiye halkının en yakıcı sorunları arasındadır ama Türkiye’nin bağımsızlığına, bütünlüğüne ve egemenliğine sahip çıkmadan bu yakıcı sorunlara çözüm de bulunamaz.
Emperyalizme ve gericiliğe karşı açık tavır almadan, onları “rahatsız etmeden” oy kazanacaklarını ve iktidar olacaklarını sananlar hem kendilerini hem halkı yanıltıyorlar.
3. Her ne kadar Montrö tartışmasını önce iktidar çevreleri başlatmış olsa da özellikle Amirallerin yaptığı duyurunun ardından ülkenin ve hatta bölgenin en önemli gündemlerinden biri haline geldi. Önceki dönemlerden farklı olarak sol bu gündemde emekli subaylarla birlikte "fotoğraf vermek"ten çekinmedi. Bu politik denk gelmeyi nasıl değerlendiriyorsunuz?
Emekli amirallerin yaptığı açıklamanın Türkiye’nin bağımsızlığı, bütünlüğü ve egemenliği açısından gayet yerinde ve vaktinde olduğu hem Ukrayna krizi çevresinde gelişen olaylarla doğrulanmış hem de iktidar çevrelerinin amirallere yönelttikleri bütün ağır suçlamalara rağmen dile getirmek zorunda kaldıkları söylemlerle örtülü biçimde itiraf edilmiştir. Solun Türkiye halkının en temel ulusal demokratik yararlarına sahip çıkması eşyanın tabiatı gereğidir.
Montrö tartışmasında ortaya çıkan saflaşmayı emperyalizme ve gericiliğe karşı artan bilincin bir yansıması olarak değerlendiriyor, bu bilincin ulusal demokratik güçlerin birliğine katkı sağlamasını diliyoruz.
Türkiye halkı vatan cumhuriyet emek mücadelesini mutlaka zafere ulaştıracaktır.