Amerikan emperyalizmi Türkiye Cumhuriyetine ve Türkiye halkına karşı düşmanlığını yeni bir aşamaya ulaştırdı. Kendini güya yetkili mahkeme yerine koyan ABD Başkanı Joe Biden 24 Nisan 2021’de yayınladığı “Ermeni Anma Günü” açıklamasında, Birinci Dünya Savaşı sırasında Osmanlı Devleti topraklarında yapılan Ermeni tehcirini “soykırım” olarak tanımladı.
ABD’nin derdi
Amerikan emperyalizminin açıkladığı “soykırım” kararının Ermeni halkının haklarını savunmakla veya genel olarak insan haklarına sahip çıkmakla herhangi bir ilgisi yoktur. Amerikan yönetimine yön veren finans kapital oligarşisinin tek derdi artık ellerinden kayan dünya hakimiyetini yeniden ele geçirme hayaliyle halklar arasında düşmanlığı körüklemektir.
Amerikan emperyalizmi, İkinci Dünya Savaşının ardından çıkarlarını kendi çıkarlarıyla birleştiren işbirlikçileri kullanmanın yanı sıra türlü baskı ve hileler uygulayarak yarısömürgeleştirdiği ülkemizin bağımsızlık yolunda attığı adımları cezalandırmak istiyor.
Amerikan kuşatması
ABD yönetimi Amerikan etki alanından çıkmaya başlayan Türkiye’yi gerici dinci Fetö darbecileri, PKK terörü ve işbirlikçi liberallerin iğvası ile durduramadığını görünce Türkiye halkının bağımsızlık bütünlük egemenlik mücadelesini etkisizleştirmek için Türkiye’yi kuşatmaya karar verdi.
Güneyde Suriye’nin Fıratın doğusundaki topraklarında PKK/YPG’yi, batıda Yunanistan’ı silahlandıran, Doğu Akdeniz’de Türkiye karşıtı bir ittifak kotaran, kuzeyde Montrö Sözleşmesini çiğneyerek Karadenize yerleşmeye çalışan ABD, özellikle Azerbaycan’ın yıllardır Ermenistan işgalinde bulunan Karabağ topraklarını işgalden kurtarmasından sonra, Ermeni halkını tıpkı Osmanlı döneminde olduğu gibi bir kez daha kendi sömürgeci planlarına alet etme oyununu kuruyor ve böylece Türkiye’nin kuşatılmasını derinleştirmeye çalışıyor.
Türkiye’nin Karabağ’ın kurtarılmasına destek olması Amerikan emperyalizmi için bardağı taşıran son damla olmuş ve ABD yönetimi 40 yıldır uyguladığı “yoksa soykırımı tanırım ha” şantajını hayata geçirmiştir.
Somut önlemler
Amerikan emperyalizmin amacı ülkemize yeni Sevr’i dayatmak, Türkiye’yi bölüp parçalamaktır. Türkiye Amerikan emperyalizmine derhâl somut karşılık vermelidir.
Türkiye İncirlik ve Kürecik üslerini Amerika’nın elinden almalı, emperyalizmin vurucu gücü NATO’dan çıkmalı, bağımsız ve bağlantısız dış politikaya geçmelidir.
ABD’nin ülkemizi kuşatma politikasını çökertmek için Türkiye derhâl Suriye yönetimiyle dostluk ve işbirliğine yönelmeli, Amerikan işbirlikçisi PKK/YPG’yi etkisizleştirmelidir.
Türkiye Amerika’nın hedefindeki bütün komşularıyla saldırmazlık ve dostluk anlaşması imzalamalıdır.
Türkiye Montrö Sözleşmesine ikirciksiz sahip çıkmalı, Karadeniz’in barış denizi olması hedefinden sapmamalıdır.
Türkiye şu ya da bu gerekçeyle Amerikan emperyalizminin bölgesel planlarında yer alan ülkeleri bu ölümcül hatadan döndürmek için akılcı ve etkili bir diplomasi yürütmelidir.
Amerikan emperyalizminin halkları birbirine kırdırma oyunu sökmeyecektir. Türkiye halkı da, Ermeni halkı da emperyalizmin hilekâr aracılığı olmadan kendi aralarındaki sorunları tarihten düşmanlık üreterek değil, dostluğu ve kardeşliği amaçlayan kapsamlı siyasal ve kültürel diyalogla çözme becerisini gösterecektir.