Toplumcu Kurtuluş Partisi İstanbul İl Örgütü, işsizliği, yoksulluğu ve pahalılığı protesto etmek amacıyla 12 Nisan 2021 Pazartesi günü basın açıklaması gerçekleştirdi.
Kadıköy İskele Meydanı’nda yapılan basın açıklamasında; “Yoksulluğa İşsizliğe Pahalılığa Son” yazılı pankart açılarak, “İş Ekmek Özgürlük”, “Milyonlar Aç Milyonlar İşsiz İşte Sizin Düzeniniz” ve “Vatan Cumhuriyet Emek” sloganları atıldı.
Açıklamada, “içinde bulunduğumuz Koronavirüs salgını günlerinde insanlarımızın boynunu sadece işsizlik bükmüyor. İşsizlikle birlikte pahalılık da hız kesmeden yükseliyor. Halkın mutfağındaki enflasyon can yakıyor. Her şey ateş pahası. Halkın çarşı pazar masraflarını bile karşılayacak geliri kalmadı” denilerek, “temel gıda fiyatları başta olmak üzere, kiralara, elektriğe ve doğalgaza yapılan zamların durdurulması, salgın döneminde halkın bu temel ihtiyaçlarının kamu tarafından karşılanması gerektiği” belirtildi.
“İşsizliğin, yoksulluğun, açlığın, sefaletin kol gezdiği memlekette haklarımızı genişletmenin, alınterimizin karşılığını almanın yolunun toplumsal mücadeleden geçtiği” vurgulanan açıklamada, “açlık sınırında yaşayan milyonların karnının doymasının, evinin ısınmasının, aşının kaynamasının ancak ve ancak işçilerin, emekçilerin, yoksulların, gençlerin, kadınların, emeklilerin ve işsizlerin sokaktaki ortak mücadelesi ile mümkün olduğu” ifade edildi.
Ne Ezilen Ne Ezen Toplumcu Bir Düzen şiarını benimseyen 1920 TKP’nin, işçilerin, emekçilerin, kadınların, gençlerin, yurttaşların, bütün insanlığın örgütlü birliğini sağlamak için sabırla çalışmaya devam edeceği vurgulanarak basın açıklaması sona erdirildi.
Partimiz 1920 TKP tarafından yapılan basın açıklamasının tam metni aşağıdadır.
Emekçi halkımıza!
İşsizliğe yoksulluğa ve pahalılığa son!
İnsanlığa işsizliği, yoksulluğu ve pahalılığı dayatan kapitalist sistem dünyayı ve ülkemizi felakete sürüklüyor. Biz sıradan insanlar açısından kapitalist-emperyalist sistemin yarattığı en büyük krizlerden biri işsizliktir. İşsizlik, çalışma hakkından mahrum olmak demektir. İşsizlik yoksulluğun ve sefaletin ana nedenlerindendir. İşsizlik demek insanlarımızın evine ekmek götürememesi demektir. Halkımızın gelirsiz kalması demektir. Açlığın ve yoksulluğun artması demektir.
İşçi sınıfının örgütleri sendikaların, bağımsız olarak yaptığı araştırmalara göre ülkemizde işsizlik oranı % 27’lerde görünüyor. İşsizlikten en çok etkilenen gençlerde ise işsizlik oranı % 40’ın üzerine çıkmış durumda. Gençlerimiz ümitsiz bir şekilde iş arıyor. Maalesef meslek lisesi ve üniversite mezunu kalifiye ve eğitimli gençlerimiz bile iş bulamıyor. Bu bir toplumsal yıkımdır. Bu bir toplumsal cinayettir. Bu, yıllardır uygulana gelinen neoliberal politikaların çöküşüdür, kapitalizmin iflasıdır.
Yaşadığımız bu kriz döneminde orta ve küçük işletmelere dişe dokunur hiçbir destek verilmedi. Binlerce esnaf kepenk kapattı. Bu küçük işletmelerde çalışan onbinlerce yurttaşımız işsiz kaldı. Desteklerin büyük bir bölümü kısa çalışma ödeneği altında büyük işletmelere gitti. Bu da yetmezmiş gibi Kod29 adlı düzenleme ile işverenlere işçiyi tazminatsız işten atma hakkı tanındı. Oysa çalışan yoksul işçiler yıllardır devletin bütçesinin en büyük kalemini oluşturuyordu. Devlete en çok vergiyi veren, işçi, esnaf ve çalışan kesim kendi kaderine terk edildi. İşsizliğin pençesinde kıvranan insanlarımız intihara sürüklendi.
İçinde bulunduğumuz Koronavirüs salgını günlerinde insanlarımızın boynunu sadece işsizlik bükmüyor. İşsizlikle birlikte pahalılık da hız kesmeden yükseliyor. Halkın mutfağındaki enflasyon can yakıyor. Her şey ateş pahası. Halkın çarşı pazar masraflarını bile karşılayacak geliri kalmadı. Temel gıda fiyatları başta olmak üzere, kiralara, elektriğe, doğalgaza yapılan zamlar durdurulmalı, salgın döneminde halkın bu temel ihtiyaçları kamu tarafından karşılanmalıdır.
İktidarın bir türlü vazgeçemediği, vazgeçmediği, baş tacı ettiği neoliberal politikalar her gün artan yoksulluğu daha da körüklüyor. Para babaları servetlerine servet katıyor. İşçiler, memurlar, emekliler, köylüler ve küçük esnaf yoksullaşıyor. Zenginleşen ise bir avuç para babası oluyor. Zengin bir azınlığın ülkenin gelirinden aldığı pay artarken geniş bir kesim yoksulluk içerisinde yaşıyor, karnını zor doyuruyor. Bugün yaklaşık 7 milyon işçinin aylık temel gelirini oluşturan 2.825 liralık asgari ücret yoksulluk sınırlarının kat be kat altındadır.
İşsizliğin, yoksulluğun, açlığın, sefaletin kol gezdiği memlekette haklarımızı genişletmenin, alınterimizin karşılığını almanın yolu toplumsal mücadeleden geçiyor.
İşte açlık sınırında yaşayan milyonların karnının doyması, evinin ısınması, aşının kaynaması ancak ve ancak işçilerin, emekçilerin, yoksulların, gençlerin, kadınların, emeklilerin, işsizlerin sokaktaki ortak mücadelesi ile mümkündür.
İşçilerin emekçilerin kadınların gençlerin yurttaşların, bütün insanlığın örgütlü birliğini sağlamak için sabırla çalışmaya devam edeceğiz.
İşsizliğe, yoksulluğa ve pahalılığa son!
Bildirinin PDF halini indirmek için tıklayınız.