Halk iradesine yeniden darbe

AKP yönetimi iktidarını sürdürmek için kritik önemde gördüğü bir adım attı. Yaklaşan cumhurbaşkanlığı ve büyük millet meclisi genel seçiminden önce İstanbul büyükşehir belediye başkanlığını tekrar ele geçirmenin yolunu açacak siyasal bir darbe düzenledi.
İstanbul Anadolu 7. Asliye Ceza Mahkemesi Ekrem İmamoğlu’nu 2 yıl 7 ay 15 gün hapse mahkûm etti ve siyasetten yasakladı. Karar, İmamoğlu’nun Yüksek Seçim Kurulu üyelerine “ahmak” diyerek hakaret ettiği gerekçesiyle verildi.

Meclis olağanüstü hâli onayladı

Ordunun, emniyetin ve halkın elbirliğiyle bastırdığı Amerikancı-Fethullahçı 15 Temmuz 2016 darbesinin ardından 21 Temmuz’da hükümet bütün yurtta 3 ay süreyle olağanüstü hâl ilan etti. Hükümetin olağanüstü hâl tezkeresi aynı gün Millet Meclisi’nde görüşüldü ve oylandı. Oylamaya katılan 461 milletvekilinden 346’sı olağanüstü hâle onay verirken 115 milletvekili hayır oyu kullandı.
 

Olağanüstü hâl

Erdoğan başkanlığında toplanan Milli Güvenlik Kurulu ve Bakanlar Kurulu toplantısından sonra 21 Temmuz 2016 Perşembe gününün (bugün) ilk dakikasından başlamak üzere bütün yurtta 3 ay süreyle olağanüstü hâl ilan edildi.
Parlamento olağanüstü hâl ilanını kabul etmemeli, geri çevirmelidir.
İşçi sınıfı, şehir ve köy emekçileri, bütün Türkiye halkı hiçbir koşulda temel hak ve özgürlüklerinden vazgeçmeyecektir.

AKP’nin bayram düşmanlığı

AKP “egemenlik Allahındır” ilkesine, daha doğrusu, “egemenlik, halkı Allah adına yöneten sultan-halifeye, hanedana, din adamları zümresine aittir” iddiasına dayanan modern öncesi ve modern düşmanı dinci-ümmetçi anlayışına uygun olarak yine 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve  Çocuk Bayramı’nın kutlanmasını yasakladı. Aynı şekilde, işçi sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs’ın İstanbul’da Taksim’de, Ankara’da Kızılay ve Sıhhiye’de kutlanmasına engel olacağını ilan etti.

Bayramların diyalektiği

28 Ekim 2012
 

AKP’nin sadece işçi sınıfının ve emekçi halk kitlelerinin sınıfsal bayramlarına değil, bütün halkın ulusal bayramlarına da ölesiye düşman tavrını açıkça ortaya koyduğu 2012 yılında yaptığımız değerlendirmeyi, bugüne nasıl geldiğimizi daha iyi anlamak amacıyla okurlarımıza sunuyoruz.

 

***

 

İşgal ne zamana kadar

Fabrikalara, işyerlerine, semtlere, işçilerin emekçilerin bulunduğu her yere gideceğiz. Anlatmaya devam, aydınlatmaya devam, örgütlenmeye devam. Sömürücü zorbalar işçileri, emekçileri, halkı örgütsüz bırakmak için her yola başvuruyor, her hileyi deniyor. Örgütlü halk yenilmez. Bu işgal kırılacak.