AKP’nin muhalefeti ortadan kaldırmaya yönelik darbe girişimine karşı halkın protesto gösterileri ikinci gün (20 Mart 2025) daha da yaygınlaştı.

İstanbul, Ankara, İzmir, Kocaeli, Adana, Mersin, Antalya, Muğla, Eskişehir, Çanakkale, Samsun, Trabzon, Amasya, Adapazarı, Çorum, Zonguldak, Bartın gibi birçok şehirde ve yüzlerce yerleşim yerinde miting ve yürüyüşler yapıldı.

İşçiler, emekçiler, emekliler meydanları ve sokakları dolduruyor. Üniversite gençliği ayakta. Artık yüz binlere ulaşan katılımın bugün (21 Mart) milyona yükselmesi bekleniyor.

21 Mart Newrozdur. Kürt halkının ulusal bayramıdır. Newroz piroz be!

21 Mart Nevruzdur. Batı Asya ve Orta Asya halklarının yeniden doğuş/bahar bayramıdır. Nevruz kutlu olsun!

21 Mart Dünya Irkçılıkla Mücadele Günüdür. Halkların eşitliği kutlu olsun!

21 Mart Dünya Nevruz Bayramıdır. Dünya halklarının ortak bayramı 21 Mart kutlu olsun!

21 Mart halkların emperyalizme, sömürgeciliğe, şovenizme, ırkçılığa, istibdada karşı birlik, mücadele ve dayanışma günüdür.

Türkiye halkı ülkenin dört bir yanında AKP iktidarının darbe girişimine karşı ayağa kalktı. İstanbul’da dün (19 Mart 2025) bir araya gelen on binlerce yurttaş, birçok kentte binlerce kişi, daha küçük yerlerde yüzlerce insan, halk iradesinin iptal edilmesini ve muhalefetin ortadan kaldırılmasını kabul etmeyeceklerini haykırdı.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Şişli Belediye Başkanı Resul Emrah Şahan, Beylikdüzü Belediye Başkanı Mehmet Murat Çalık, belediye yöneticileri, gazeteciler dahil 100’ü aşkın kişi bu sabah (19 Mart 2025) üç ayrı soruşturma kapsamında gözaltına alındı. Aynı anda, İstanbul’da basın açıklaması, miting ve gösteri yapmak dört gün süreyle yasaklandı. Vatan Caddesindeki İstanbul Emniyet Müdürlüğüne açılan yollar kapatıldı. Kabataş-Taksim füniküler hattı ile Emniyet-Fatih ve Taksim metro istasyonları kapatıldı.

Amerikan emperyalizmi, 15-16 Mart 2025’te Yemen’e hava saldırıları düzenledi. Saldırıda 53 kişinin öldüğü, 98 kişinin yaralandığı açıklandı. İsrail sömürgecileri ise bu sabah (18 Mart 2025) Gazze’de ateşkes anlaşmasını açıkça çiğneyerek yeniden katliama başladı. İsrail’in düzenlediği hava saldırılarında Gazze’de çoğu kadın ve çocuk en az 404 Filistinlinin öldüğü bildiriliyor.

Suriye’de 10 Mart 2025’te Şam’da HTŞ ile SDG arasında Amerikan generallerinin gözetiminde apar topar bir “entegrasyon anlaşması” imzalandı.

HTŞ’nin cumhurbaşkanı ilan edilen başı Colani ile SDG’nin komutanı Mazlum Abdi’nin imzaladığı anlaşmayla, bütün Suriyelilerin siyasal süreç ve devlet kurumlarındaki temsili ile katılımının, etnik ve dinî kimliklerine bakılmadan güvence altına alınacağı ilan edildi. Kürt toplumunun Suriye devletinin ayrılmaz parçası olduğu, Kürtlerin vatandaş olma hakları dahil bütün anayasal haklarının tanındığı duyuruldu.

İstanbul Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri 10 Mart'ta Kadıköy İskelesi'nde bir araya gelerek Suriye'de Alevi halkının katledilmesini protesto etti.

"HTŞ Suriye'de Alevileri katlediyor; Seyretme, Geçit Verme!" pankartıyla katliamı protesto eden kalabalık, basın açıklaması yaparak bu saldırılara sessiz kalmayacaklarını vurguladı. Basın açıklamasında korku, duyarsızlık ve şovenizmle bezeli sessizliği örgütlemelerine izin vermeyeceklerini belirten kitle, halkların üzerine katliam yağdıranlardan hesap soracaklarını dile getirdi.

Emperyalizmin uluslararası komplosuyla Suriye’nin başına getirilen Heyet Tahrir Şam HTŞ’nin mezhepçi Ortaçağ çeteleri Lazkiye ve çevresinde Alevi halkını katlediyor.

Londra merkezli Suriye İnsan Hakları Merkezi, 6 Mart 2025’ten bu yana Suriye’nin sahil bölgelerinde ve Lazkiye dağlarında 745 Alevi sivilin öldürüldüğünü belgelediğini, köylerin ve mahallelerin bombalandığını, infazlar yapıldığını, evlerin ve mülklerin yağmalandığını açıkladı. Katliama direnenlerin ateş açmasıyla HTŞ çetelerinin de kayıp verdiğini ve toplam ölü sayısının 1018’e yükseldiğini bildirdi.

Kapitalist oligarşi-siyasal iktidar ortaklığının derin yoksullaştırma hârekatı Ramazan başlarken gıda fiyatlarına yapılan ağır zamlarla daha da yıkıcı boyutlara ulaşarak devam ediyor. İstibdat, muhalefetsiz bir siyasal düzen kurmak için düşünce, düşünceyi dile getirme, örgütlenme ve toplantı özgürlüğüne yönelik saldırılarını durmadan genişletiyor.