Sineye çekmeyeceğiz

28 Şubat 2025
Sineye çekmeyeceğiz

Kapitalist oligarşi-siyasal iktidar ortaklığının derin yoksullaştırma hârekatı Ramazan başlarken gıda fiyatlarına yapılan ağır zamlarla daha da yıkıcı boyutlara ulaşarak devam ediyor. İstibdat, muhalefetsiz bir siyasal düzen kurmak için düşünce, düşünceyi dile getirme, örgütlenme ve toplantı özgürlüğüne yönelik saldırılarını durmadan genişletiyor.

Yeni normal
Grevleri yasaklama, greve çıkmak isteyen BİRTEK-SEN Sendikası Genel Başkanı Mehmet Türkmen’i tutuklama. İstanbul Barosuna görevden el çektirme davası açma. Muhalif gazetecileri gözaltına alma, tutuklama. Bir yandan Öcalan’la kapsamlı siyasal proje yürütürken aynı anda Halkların Demokratik Kongresi çalışmalarına katıldıkları gerekçesiyle Kongre bileşenlerine yönelik kitlesel tutuklamalara girişme. CHP ve DEM belediyelerine kuşatma. İstanbul’da CHP’li dokuz belediyeden kamu görevlilerini tutuklama. Son olarak CHP’li Beykoz Belediye Başkanı Alaattin Köseler’i ve dördü belediyede kamu görevlisi 20 kişiyi gözaltına alma. CHP’nin cumhurbaşkanlığına aday göstermeyi planladığı İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun yolunu kesmek için art arda davalar açma. Basit bir siyasal eleştiri yapan TÜSİAD yöneticilerini hışımla adliyeye çıkarma. İktidar sahiplerini şu ya da bu nedenle rahatsız eden eden ünlü ünsüz yurttaşları içeriye tıkma. Siyasal eleştiriyi hakaret sayma. Muhalefet etmeyi terörizm ilan etme. Muhalif partileri adliye binalarından çıkamaz duruma getirme. Muhaliflere hapis, ev hapsi, adli kontrol, yurt dışına çıkış yasağı... Bütün bu anormallikler siyasal alanın yeni normali oldu.

Aymazlık
İç politikadaki bu tehlikeli yönelim, dış politikada Suriye’yi derin bir aymazlıkla emperyalizme ve sömürgeciliğe açma, Amerika ve İsrail’in insafına terk etme sonucunu doğuran dinci-şovenist hamleyle birleşti. Suriye’de dinci-mezhepçi terör çetesi HTŞ’yi iktidara taşıyan karşıdevrim hamlesiyle Suriye’yi ele geçirdiklerini ve zafer kazandıklarını sanan fetihçilerin ayakları nihayet suya eriyor. Hamlelerinin Türkiye’ye dönük ulusal güvenlik tehdidini büyüttüğünü, İsrail’in Suriye’deki işgalini ve yıkıcılığını genişlettiğini itiraf ediyorlar.

Razı değiliz
Artık gitgide daha çok yurttaş, egemenlerin, Türkiye’yi bir çıkmaza sürüklediğini anlıyor. İstibdat düzeni Türkiye’nin işçilerini, şehir ve köy emekçilerini, emeklilerini, esnafını yoksulluğa, pahalılığa, işsizliğe mahkûm etti. Nitelikli sağlık ve eğitim hizmetinden mahrum bıraktı. Toplumsal erdemleri, görev bilincini, iş ahlakını yozlaştırdı. Temel yurttaşlık haklarımızı sürekli çiğniyor. Çocuklar hoyratça örseleniyor, gençlerin gelecek umudu söndürülüyor, kadınların can güvenliği bile kalmıyor.

Ulusal Kurtuluş Savaşını ve Cumhuriyet devrimlerini gerçekleştiren, büyük siyasal ve toplumsal atılımların öznesi olan Türkiye halkı bu çöküşü sineye çekmeyecektir.