İktidarın ana muhalefet partisi CHP’ye yönelik kıskaç harekâtında Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’in tutuklanması ve Esenyurt Belediyesine kayyum atanmasının ardından, sıra Beşiktaş Belediyesine geldi.
Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat ve Bilginay adlı şirketin patronu Aziz İhsan Aktaş dahil 23 kişi, ihalede yolsuzluk yaptıkları, rüşvet aldıkları veya rüşvet verdikleri suçlamasıyla, tantanalı bir medya kampanyası eşliğinde 17 Ocak 2025’te tutuklandılar.
“Suç örgütü”
Resmî açıklamada iddia edildiğine göre, Belediye Başkanı Rıza Akpolat bir suç örgütüne üye olmuştu. Suç örgütünün başkanı ise, Beşiktaş Belediyesinin açtığı ihaleyi kazanan Bilginay şirketinin patronu Aziz İhsan Aktaş’tı.
Haberlere göre, Bilginay şirketi, sadece Beşiktaş Belediyesinden değil, AKP’li belediyeler dahil çeşitli devlet kurumlarından ihale alan büyük bir şirkettir. Anavatan Partisi döneminden beri ortalarda olan bu şirket, AKP döneminde önemli atılım yapmış, hatta “Avrupa’nın en büyük akaryakıt istasyonu”nu kamunun genel denetim kurallarına ve işlemlerine takılmadan inşa etmesi için Millet Meclisinden özel bir kanun geçirilecek kadar etkili olmuştur. Yerel yönetimlerde CHP’nin öne geçmesinden beri CHP’li belediyelerle büyük işler yapan bir şirkettir.
İhale yolsuzlukları, kamu görevlilerini satın alma, rüşvet ve görevi kötüye kullanmanın sermaye birikim sürecindeki vazgeçilmez rolünü iyi bilenler için, düzenin gözde işbilir kapitalist şirketlerinden birinin “suç örgütü” olarak nitelenmesi gayet ilginç bir gelişmedir. Çünkü AKP’nin alametifarikası, merkezî ve yerel yönetimlerde kapitalist şirketlerle içli dışlı olmak, devleti şirketlerle birlikte şirket gibi yönetmektir. Vurgunculuğun çeyrek yüzyıldır ne boyutlara ulaştığını, kamu kurumlarındaki yozlaşmanın nasıl çürümeye dönüştüğünü türlü örnekleriyle herkes biliyor.
Ne var ki, şirketin bütün iş ve eylemleri için değil, sadece CHP’yle yaptığı iş için suçlanması, iktidarın ikiyüzlülüğünü ve kurnazlığını gösteriyor. Amaç, suçu ve suçluyu ilkesel olarak ortaya çıkarmak ve mahkûm etmek değil, CHP’yi köşeye sıkıştırmaktır. Amaç üzüm yemek değil, bağcıyı dövmektir.
İlkesel tutum
Cumhuriyetin değerlerine sahip çıkan, vurgunculuğu halk düşmanlığı sayan, kamu kurumlarının soyulmasına ilkesel olarak karşı olan sosyalist ve devrimci güçler, suç örgütüne dönüşen bütün kapitalist şirketlerin ve onlarla suç ortaklığı yapan bütün kamu görevlilerinin adalete hesap vermesini savunur.
AKP Genel Başkanı Erdoğan, Beşiktaş Belediyesine yönelik harekâtın ardından partisinin Konya İl Kongresinde konuşurken, “Turpun büyüğü heybede” diyerek CHP’yi daha büyük yeni yolsuzluk davalarıyla tehdit etti.
Yerel yönetim seçimlerinde hezimete uğrayan AKP’yi 10 aydır bütün eleştirilere rağmen inatla “müzakere edilecek güç” olarak tanımlayıp “çözüm ortağı” sayan, AKP’yle yumuşamayı / normalleşmeyi savunan, ona siyaseten toparlanmak için çok ihtiyaç duyduğu zamanı ve zemini sağlayan, Erdoğan’ı “çözüm makamı” olarak niteleyen ve ona saygıda hiç kusur etmeyen CHP Genel Başkanı Özel, Beşiktaş Belediyesine yönelik harekâtı “savaş ilanı” olarak kabul ettiğini ve bu savaş ilanına karşılık vereceklerini söyledi.
Bütün yolsuzluklara hayır diyoruz. Muhalefetin iktidara özenmesinin, onun yöntemlerini kullanmasının, uygulamalarını sürdürmesinin ne kadar zararlı olduğuna işaret ediyoruz. Tepeden tırnağa yolsuzluk anıtına dönüşmüş egemenlerin muhalifleri yolsuzlukla suçlamasının ne kadar göstermelik olduğunu vurguluyoruz. Egemenlerle uzlaşma siyasetinin anlamsızlığını belirtiyoruz. Muhalefetin emekçi halka dayanan erdemli bir hareket olarak istibdada karşı ilkeli, kararlı, birleşik ve kitlesel mücadele etmekle yükümlü olduğunu bir kez daha hatırlatıyoruz.