Ulusal bağımsızlık için NATO'ya hayır

18 Şubat 2022

Bugün 18 Şubat 2022. Türkiye’nin, Kuzey Atlantik Antlaşma Örgütü’ne, yani NATO’ya dahil oluşunun 70. yıl dönümü. Sözüm ona insanlığa barış ve özgürlük getireceği iddiasında olan NATO, müdahale ettiği tüm ülkelere kan ve gözyaşından başka bir şey getirmedi. Kentleri yıktı, onbinlerce sivilin ölümüne neden oldu. Halkları yurtlarından edip mülteci yaşamı sürmesine neden oldu.
NATO, başta ABD olmak üzere emperyalist kampın dünyaya müdahalesinde kullandığı en önemli silahlarından biri oldu. Sosyalist ülkelere ve ulusal kurtuluş mücadelesi veren halklara karşı zulüm ve baskı aleti olarak kullanıldı. NATO;

• Kore halkının kurtuluş mücadelesine karşı savaş açtı. 
• Filistin’in İsrail tarafından köleleştirilmesine her yönden yardımcı oldu.
• Yugoslavya’nın parçalanmasında aktif rol aldı.
• 11 Eylül saldırısını bahane ederek Afganistan halkına ölüm taşıdı.
• Irak’ın ABD tarafından işgalinde suç ortağı oldu.
• Yeniden sömürge hâline getirmek için Libya’yı yakıp yıktı.
• El Kaide IŞİD ve PKK’yı, Irak Suriye ve Türkiye’nin üzerine sürdü.
• Sayısız darbe ve kontrgerilla harekâtının planlanmasında baş rolü üstlendi.
• 12 Mart 1971, 12 Eylül 1980 darbelerini ve 15 Temmuz 2016 darbe girişimini örgütledi.
• Şimdi de kardeş iki halk; Ukrayna ile Rusya arasına girmeye çalışıyor.

NATO gericilik demektir, demokrasinin ve barışın baş düşmanıdır
Nerede NATO ve onun başı ABD’nin çıkarları sarsılıyorsa orada faşist saldırılar yoğunlaşır, bombalar patlar, darbeler yapılır. Ülkemizde de 1 Mayıs 1977’de yapılan saldırının, Çorum Maraş kitle kırımlarının, 60’lı ve 70’li yıllara damgasını vuran faşist eylemlerin, 15 Temmuz darbe girişimi ve o zamana kadar tırmanan terörün izini sürdüğümüzde hep NATO’nun ve onun baş temsilcisi ABD’nin izine rastlarız.

NATO için ayrılan bütçeler sanıldığının aksine o ülkenin savunması için değil, üyeleri dahil bütün ülkelerin emperyalizme baş eğdirilmesi için kullanılır. Yani NATO, emekçi halkın çıkarlarını değil; yerli-yabancı tekellerin zenginliklerini korur. Dünyanın dört bir yanına açlık, sefalet ve ölüm götürür. 

NATO emperyalizme baş eğmektir
70 yıllık NATO üyeliğimiz ne bize, ne de diğer ülkelere huzur getirdi. NATO’ya girebilmek için emperyalizme karşı Ulusal Kurtuluş Savaşı ile bağımsızlığımızı kazanan Mehmetçik, ABD’nin hizmetinde Kore halkının bağımsızlık mücadelesine karşı kullanıldı. Türkiye, Mehmetçiğin kanı pahasına NATO’ya girdi. Soğuk savaş döneminde Sovyet tehdidi yalanlarıyla yurdumuzu NATO’nun üssü hâline getirdiler. Bu üslerle emperyalist kampın zenginliğine, zenginlik katması için ülkelerin bombalanmasına imkân sunuldu. NATO üsleri Amerika’nın ölüm füzeleriyle, nükleer bombalarıyla dolduruldu. Emperyalist işbirlikçiler ülkemizi NATO’ya hizmet ettirdi, NATO’nun asıl temsilcileri ise dünyayı sömürdü. 

Ülkemizi NATO’nun bölgemizdeki yayılmacı savaşlarına ortak edenler, bir koyup üç alma hayaliyle Irak ve Suriye’nin işgal ve parçalanmasına katılanlar, NATO’nun Türkiye’yi bölme, parçalama planlarını görmezden geldiler. Türkiye’nin ulusal bağımsızlığının ve toprak bütünlüğünün "Yurtta barış dünyada barış" politikasına sıkı sıkıya bağlı olduğunu yok saydılar. Komşularımızın ulusal bağımsızlığı tehlikeye düştükçe, toprak bütünlüğü bozuldukça ulusal bağımsızlığımız, toprak bütünlüğümüz tehlikeye düştü. Artık yağma yok. Bütün ulusal demokratik güçler bağımsız bütün vatan için, ulusal bağımsızlık ve dünya barışı için NATO’ya karşı birleşiyor. NATO karşıtı savaşımı yükseltiyor.

NATO savaş, yıkım, işgal demektir
1991’de Sovyetler Birliğinin yıkılmasından bu yana NATO, Rusya’yı kuşatmak, sömürgeleştirmek, yeniden parçalara ayırmak için yayılmacı bir politika izledi. Adım adım Doğu Avrupa ülkelerini üyeliğe alarak bu ülkeleri askerî, siyasi ve ekonomik olarak yeni sömürgeleri yaptı. Rusya’ya karşı saldırı üslerine çevirdi. Bu da yetmedi. Emperyalistler doymak bilmez iştahlarıyla Ukrayna’yı da NATO’ya dahil etme, Ukrayna topraklarını NATO füzeleri ve askerleriyle doldurup Rusya kuşatmasını Karadeniz’den tamamlamaya çalışıyor. Ama artık Rusya, Beyaz Rusya ve Ukrayna halkları NATO’nun Doğu Avrupa’daki yayılmasına dur diyor. 

Emperyalistler NATO yayılmasına karşı kendi ulusal bağımsızlığını ve toprak bütünlüğünü korumak için tedbirler alan Rusya’yı Ukrayna’yı işgal etme hazırlığı yapmakla suçluyor. Ardı arkası kesilmeyen savaş kışkırtıcılığı ile emperyalizme karşı birleşmeye çalışan halkların arasına kama sokmaya çalışıyor. İşbirlikçilikte sınır tanımayan, Neonazi faşist Ukrayna yönetimi emperyalistlerin kendi halkının kanı canı pahasına Rusya’yı kuşatma politikasına hizmet ediyor. İkinci Dünya Savaşı sırasında işgalci Nazilerle işbirliği yapan siyasi köklerine uygun davranıyor. 

Emperyalist saldırganlığa karşı birleşelim
NATO’nun Rusya’yı kuşatma politikası aynı zamanda Türkiye’yi kuşatmak anlamına geliyor. Romanya, Bulgaristan, Yunanistan ve Kıbrıs’taki NATO/Amerikan üsleri; Karadeniz’i NATO gölüne dönüştürme hayallleri, Irak ve Suriye’deki Amerikan üsleri ve silahlı işbirlikçileri ile vatanımız da çevreleniyor. Amerikan emperyalizminin Ortadoğu’da halkları birbirine düşürme, ülkeleri parçalayıp yutma stratejisinin hedefinde Türkiye de var. Ulusal bağımsızlığımızın ve dünya barışının korunması için Türkiye’nin emperyalizme karşı kendi ulusal bağımsızlığını koruma çabasında olan komşularıyla dayanışma içinde olması dışında bir yol yok. 

Türkiye Karadeniz’de NATO’nun savaş kışkırtma politikalarına karşı barışı koruma çabalarını arttırmalı, Ukrayna’daki NATO krizini emperyalist yayılmacılığa karşı halkların dayanışmasını sağlama temelinde çözmeye çalışmalıdır. Karadeniz’de barışın ve halkların işbirliğinin temellerinden olan Montrö Boğazlar Anlaşmasını korumalı ve sıkı sıkıya uygulamalıdır. Bu konudaki kararlılığın bir göstergesi olarak Montrö bildirisi yayınladıkları için haksız yere darbe girişimi yapmakla suçlanıp yargılanan emekli amirallerin davası derhâl tüm sonuçlarıyla birlikte son bulmalıdır. 

NATO’dan çıkılsın, emperyalist üsler kapatılsın
Türkiye, bağımsızlığını ve egemenliğini ulusal kurtuluş savaşıyla kazanmış, kendi kararlarını kendisi verebilen, kiminle işbirliği yapacağını, savunmasını nasıl düzenleyeceğini kendi başına bilebilecek özgür bir ülkedir.

Silahlı kuvvetlerimizin NATO'dan çekilmesini ve ülkemizdeki emperyalist üslere el koyulmasını talep ediyoruz. NATO'dan çıkmakla, halkımız büyük tehlikelerden kurtulacak ve onun memlekette desteklediği işbirlikçi gericiler de hak ettiği cevabı alacaktır.

"NATO üyesi olarak üzerimize düşeni yapmalıyız" diyen sarı muhalefete cumhuriyetimizin temel dış politikası olan "Yurtta barış dünyada barış" ilkesini hatırlatıyoruz. Ulusal Kurtuluş Savaşını yürüten Birinci Meclisin "Bizi mahvetmek isteyen emperyalizme ve yutmak isteyen kapitalizme karşı mücadele etmeyi meslek edindik" ilkesine dayandığını unutmayın.

Tüm vatanseverleri, barışseverleri; tüm halkımızı ulusal bağımsızlık ve dünya barışı için emperyalizmin savaş örgütü NATO’ya karşı savaşımı yükseltmeye, emperyalizmin tehditlerine karşı topyekûn direnebilmek için örgütlenmeye çağırıyoruz.


NATO’dan çıkalım, üslere el koyalım!

Katil NATO, Karadeniz'den defol!

Yaşasın tam Bağımsız Türkiye!

Tam bağımsız ve bağlantısız Türkiye için ileri!