
Filistin direnişi ile İsrail’in “ateşkesin ilk aşaması üzerindeki mutabakatı” gereğince, 13 Ekim 2025’te, Filistin tarafı elindeki 20 canlı İsrailli esirin hepsini teslim ederken İsrail tarafı elinde tuttuğu on binlerce Filistinli esirden 1966’sını bıraktı. Filistin tarafı, İsrail’in bombardımanlarında hayatını kaybeden 28 İsrailli esirden önce dördünün, sonra ikinci dördünün cenazesini teslim etti. Kalan cenazelerin yıkıntılar altında gömüldükleri yerlerin bulunması ve çıkarılması için araştırmaların ve çalışmaların devam ettiğini bildirdi. İsrail ordusu ilk “geri çekilme hattı”na çekildi. İnsani yardım kamyonlarının Gazze’ye girişine izin verdi. Evlerinden bir oraya, bir buraya sürülen Gazzeli kitleler çoktan beri yıkıntıya dönmüş evlerine dönmeye başladı.
Amerikan emperyalizminin elebaşı Trump ise, Gazze’de ateşkes törenini utandırıcı bir şova dönüştürdü.
“Güç yoluyla barış”
Önce İsrail’e, ardından Mısır’ın Şarmelşeyh şehrine seyahat eden Trump, İsrail Meclisi Knesset’te yaptığı konuşmada kendisini ve ekibini, Amerika’yı, Amerikan ordusunu ve “dünyadaki en gelişmiş silahlar olan” Amerikan silahlarını, İsrail’i ve Netanyahu’yu, İsrail’in “savaş gücünü ve silah kullanma becerisini” bol bol övdü. Netanyahu’nun “harika bir iş çıkardığını”, Amerika ile İsrail’in “güç yoluyla barış” doktrinini mükemmel biçimde uyguladığını, bu yüzden “Kutsal topraklarda yeni bir umut ve Tanrı çağının başladığını” söyledi. “İsrailli rehineleri geri getirdiklerini”, “İsrail’in büyük zafer kazandığını” ilan etti. “İran’ın nükleer tesislerini birlikte yok ettiklerini” hatırlatarak Amerika’nın her zaman İsrail’in yanında olacağını, Amerika ile İsrail’e karşı çıkan her gücü ezeceklerini iddia etti.
Katılanlar ve katılmayanlar
Trump’ın Mısır’da düzenlettiği törene, törende “arabulucu” sıfatıyla yer alan ABD, Mısır, Katar ve Türkiye’nin yanı sıra Birleşmiş Milletler, Arap Birliği, Avrupa Birliği ile Almanya, Azerbaycan, Bahreyn, Birleşik Arap Emirlikleri, Endonezya, Ermenistan, Filistin, Fransa, Hindistan, Hollanda, Irak, İngiltere, İspanya, İtalya, Japonya, Katar, Kanada, Kıbrıs, Kuveyt, Macaristan, Norveç, Pakistan, Paraguay, Umman, Ürdün, Yunanistan katıldı.
Hamas veya Filistin direnişinin diğer bileşenleri törene katılmayacaklarını önceden ilan etmişlerdi. Zaten davet de edilmediler. İran davet edildiği hâlde katılmadı. Rusya, Çin, Belarus, Kuzey Kore, Küba, Yemen, Cezayir, Brezilya, Güney Afrika, Kolombiya, Nikaragua, Venezüella, İrlanda gibi birçok devlet ve Afrika Birliği davet bile edilmedi.
Trump’ın Netanyahu’yu son anda oldubitti yaratarak törene katma girişiminin Irak, İspanya ve Türkiye’nin itirazıyla önlendiği bildiriliyor.
Tören ve bildirge
Gazze’de ateşkes töreni, Trump’ın isteğiyle, “Barış 2025: Gazze Savaşını Bitiren Barış Anlaşması İçin Şarmelşeyh Zirvesi” adıyla düzenlendi.
Törende, Amerika, Mısır, Katar ve Türkiye, “Kalıcı Barış ve Refah İçin Trump Bildirgesi” adlı belgeyi imzaladılar.
Filistin’de işgale son verilmesine, Filistin devletinin kurulmasına hiç değinmeden, ateşkesin ikinci ve sonraki aşamalarının hangi esaslara dayanacağını açıklamadan, parlak barış ve kalkınma vaatleriyle dolu ama bu vaatlere ulaşmanın yol ve yönteminin belirtilmediği bildirgede sözüm ona en elle tutulur cümle şuydu: “Gazze’de kapsamlı ve kalıcı barış düzenlemelerinin sağlanmasında elde edilen ilerlemeyi ve İsrail ile bölgesel komşuları arasında kurulan dostane ve karşılıklı faydaya dayalı ilişkileri memnuniyetle karşılıyoruz.” Hepsi bu! Üstelik, ateşkesin ikinci aşaması bile belli değilken!
Kısacası, ABD ile İsrail, Filistin’in, bölgenin ve dünyanın, neyini nasılını hiç sorgulamadan “Amerika-İsrail barışı”na baş eğmesini bekliyor. Bu sahte barışın, özgürlük eşitlik kardeşlik değil, tehdit, şantaj, savaş, işgal, soykırım içerdiği bu kadar ortadayken daha çok beklerler!
Biat gösterisi
İmzanın ardından, tören, Trump’un boş boş öğündüğü, ne kadar barışsever bir insan olduğunu kafalarımıza kaktığı fakat sağa sola tehditler savurmaktan hiç geri durmadığı, katılan devlet yöneticilerini birkaç sözle övdüğü, karşılığında vıcık vıcık yağcılık ve dalkavuklukla yüceltildiği bir Amerika’ya biat gösterisine dönüştü. Koca koca devlet yöneticilerinin Trump karşısında kendilerini bu kadar zavallı duruma düşürmeleri hakikaten ibretlikti.
Ne Filistin’de, ne Ortadoğuda, ne dünyada, şehir ve köy emekçileri, sade insanlar, aydınlar, halklar bu zulme ve onursuzluğa asla razı olmayacak.