Türkiye işçi sınıfının 10 Eylül 1920’de kurulan “en büyük ustalığı, en ince hüneri” TKP’nin 105. yılı hepimize kutlu olsun.
Başta Mustafa Suphi, Ethem Nejat, Salih Hacıoğlu, Şefik Hüsnü, Nâzım Hikmet, Reşat Fuat, Zeki Baştımar ve İsmail Bilen olmak üzere yaşamını Türkiye halkının ulusal ve sosyal kurtuluşuna adayan, “dünü bugüne, bugünü yarına bağlayan” bütün yoldaşlarımızı 105. yılımızda sevgi ve saygıyla selamlıyoruz.
Hedefimiz
105. yılımızda, gözü dönmüş istibdadın muhalefeti ortadan kaldırma harekâtına ve işbirlikçi kapitalist-feodal egemenlerin çığırından çıkmış sömürü düzenine karşı direniyor, bütün yurttaşları vatan cumhuriyet emek bayrağı altında toplamaya çalışıyoruz. İşçi, memur ve emekli sendikalarının, köylü birliklerinin ve kooperatiflerinin, gençlik ve kadın derneklerinin, meslek odalarının mücadelesini destekliyoruz. İstibdadın CHP’li belediyelere çökme, CHP’yi uydulaştırma veya dağıtma saldırısını püskürtmek için CHP ve bütün ilerici yurtsever devrimci güçlerle dayanışma gösteriyoruz.
105. yılımızda, dünyayı yangın yerine çeviren emperyalizmin, sömürgeciliğin, siyonizmin ve gericiliğin soykırıma ve vahşete dönüşmüş saldırısına karşı direniyor, dolar milyarderleri şebekesinin bütün halklara sınırsız sömürüyü dayatma harekâtına başkaldırıyoruz.
Karamsarlık ve iyimserlik
Aklımızın karamsarlığı için türlü neden var, çünkü koşullar çok ağır, zorluklar sayısız. Fakat irademizin iyimserliği için de türlü neden var, çünkü bilincimiz duru, umudumuz diri, mücadele azmimiz yüksek. İşçi sınıfına, şehir ve köy emekçilerine, kitlelere yöneliyoruz. Biliyoruz ki, örgütlü bir halkı hiçbir kuvvet yenemez.
105. yılımızda söz veriyoruz: Her geçen gün daha örgütlü olacağız, içeride ve dışarıda bu çürümüş kapitalist düzene son vermek için mücadelemizi yükselteceğiz. Zorbalık sökmeyecek, zalimler kalmayacak. Ulusal kurtuluş ve cumhuriyet devrimlerinin yeni sürümlerini, sosyalist devrimlerin yeni sürümlerini gerçekleştireceğiz. Devrimci demokrasinin ve sosyalizmin özgürlük eşitlik kardeşlik düzeninde insanca yaşamayı başaracağız.
105. yılımızı Nâzım Hikmet yoldaşımızın dizeleriyle kutluyoruz:
Onlar ümidin düşmanıdır, sevgilim,
akar suyun,
meyve çağında ağacın,
serpilip gelişen hayatın düşmanı.
Çünkü ölüm vurdu damgasını alınlarına:
- çürüyen diş, dökülen et-,
bir daha geri dönmemek üzere yıkılıp gidecekler.
Ve elbette ki, sevgilim, elbet,
dolaşacaktır elini kolunu sallaya sallaya,
dolaşacaktır en şanlı elbisesiyle: işçi tulumuyla
bu güzelim memlekette hürriyet.
Bursada havlucu Recebe,
Karabük fabrikasında tesviyeci Hasana düşman,
fakir köylü Hatçe kadına,
ırgat Süleymana düşman,
sana düşman, bana düşman,
düşünen insana düşman,
vatan ki bu insanların evidir,
sevgilim, onlar vatana düşman.