Kırk yıllık neoliberal paradan para kazanma düzeninin bozulmasına isyan ederek dövizleri patlatan finans kapital oligarşisinin Türkiye halkına açtığı acımasız sınıf savaşı maalesef sonuç verdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, 20 Aralık 2021 günü (dün) bakanlarıyla toplandıktan sonra yaptığı açıklamada dövize endeksli TL mevduatına geçeceklerini ilan etti. Faizlerin düşürülmesinden bu yana serbestçe yükselen döviz fiyatları düşmeye başladı.
Dövize endeksli TL mevduatı, faizleri, adını koymadan, örtülü olarak yükseltme demektir. “Dünya yansa yüksek faizimizden vazgeçmeyiz” belgisiyle hareket eden uluslararası ve yerli finans oligarkları hedeflerine ulaştılar, faizleri tekrar yükselttiler. Erdoğan’ın faiz konusunda son günlerde defalarca asla vazgeçmeyeceğini söylediği “nass” değil, paraya tapan emperyalist-kapitalist düzen dininin “nass”ı uygulandı. AKP yönetiminin büyük tantanayla ilan ettiği yeni ekonomi modeli iddiası çöktü. Üretim ekonomisi hedefi, finans oyunlarına öncelik veren yerleşik vurgunculuk ekonomisi uğruna bir kez daha terk ediliyor. Büyük zenginler ve medyadaki yardakçıları bayram ediyor.
Astarı yüzünden pahalı zafer
Boşuna seviniyorlar. Hevesleri kursaklarında kalacak. Çünkü vurgunculuk ekonomisi iflas etti. Türkiye halkı gerçek bir afete dönüşen işsizlik pahalılık yoksulluk sarmalına artık katlanamaz duruma geldi. AKP yönetimi yüksek dış borca yaslanarak har vurup harman savurma döneminin sonuna geldiğini anlayınca iktidarını sürdürebilmek için yeni bir arayışa girdiğini ilan etmek zorunda kalmıştı. En uzun süreli ve en sistemli uygulayıcısı olduğu vurgun düzeninin yerine artık üretim ve istihdam ekonomisi hedefine yöneleceğini iddia etmişti.
AKP yönetimi iddiasının arkasında duramadı. AKP yönetiminin on dokuz yıllık iktidarında özenle yarattığı tarikatçı yeni zenginler, yoksul kitlelerin din duygularını sömürerek siyasal güce ve ekonomik ayrıcalığa kavuşan din bezirgânları da yerleşik oligarşiyle birlikte hareket etti. AKP yönetimi finans kapitalin saldırısına dayanamayıp çark etti ve oligarşinin yüksek faiz politikasına teslim oldu.
Ulusal ekonomi
Türkiye’nin işçileri, çiftçileri, emekçileri, emeklileri, işsizleri, esnafı, bağımsız sanayici ve tüccarları teslim olmayacak. Emperyalizmin ve işbirlikçi uzantılarının vurgunculuk düzeni yerine ulusal kurtuluş ve cumhuriyet devriminin kazanımlarını esas alan, halkın refahına, vatanın bağımsızlığına ve bütünlüğüne öncelik veren planlı toplumcu ekonomiyi kuracaklar. Bilimin ışığıyla hareket edecekler. Halkımızı kasıp kavuran ve ülkemizi emperyalizmin çok yönlü saldırılarına açık duruma düşüren neoliberalizmi toptan reddedecekler. Faizin ve dövizin finans oligarşisinin iki silahı olduğunu, sözüm ona serbest piyasa ekonomisi içinde kalındığında bu silahlardan sadece birinin etkisizleştirilebileceğini, öbür silahın da yıkımından kaçınmak isteyenlerin emperyalizm-kapitalizm dininin kuralları dışına çıkmak zorunda olduğunu bilecekler. “Serbest piyasa düzeninden vazgeçmeyiz, döviz kontrolüne gitmeyiz” diyenlerin peşine takılan bir halkın faiz-döviz silahlarından biriyle mutlaka esir alınacağını, kendine kölelik zinciri vurduracağını hiç unutmayacaklar.