Neredeyse tüm Avrupa'yı adım adım geçerek faşizmin üstüne yürüyen sosyalist Sovyet orduları 9 Mayıs 1945'te faşist Nazi Almanyası'nı kayıtsız şartsız teslim almıştı. Kızıl Ordu'nun faşizmi yenerek dünya halklarına umut saçtığı 9 Mayıs o günden sonra “Faşizme Karşı Zafer Günü” olarak kutlanmaya başladı.
Başta Orta ve Doğu Avrupa olmak üzere dünya halklarının en büyük düşmanı haline gelen Nazilerin faşist saldırganlığın 9 Mayıs 1945'te yenilmesi halklar için yeni bir dönemin işaretçisiydi. Zafer dünya halklarının özgürlük çığlıklarını yükseltti. Doğu ve Orta Avrupa ülkeleri emperyalizmin esaret zincirlerini kırarak sosyalizme yöneldi. Çin, Kuzey Kore ve Kuzey Vietnam’da işçi sınıfı önderliğinde gerçekleştirilen sosyalist devrimlerle dünyanın yaklaşık üçte biri sosyalizmi benimsedi. Asya ve Afrika'nın ezilen ulusları bağımsızlık savaşlarıyla sömürge imparatorluklarını yıkarak bağımsızlıklarını kazandı, bağlantısızlığı seçtiler..
Dünya emperyalizme, kapitalizme dikensiz gül bahçesi olmayacak
Bugün ise Türkiye'de ve dünyada 9 Mayıs Zafer Günü'nü çok farklı şartlar altında kutluyoruz. 1970'lerde başlayan yeni liberal saldırganlığın da etkisiyle reel sosyalizmin çöküşü, bağımsızlığını kazanan ülkelerin pazar haline getirilerek sömürgeleştirilmesi, bağımsız ve bağlantısız ülkelere yönelik ekonomik yıkım ve askeri işgal politikaları ve Türkiye'de yaşanan 12 Eylül Askeri Faşist Darbesi gibi müdahalelerle işçi sınıfının, ezilen halkların mücadele gücünün kırılmasıyla dünya emperyalizm ve kapitalizm için dikensiz gül bahçesi, işçi sınıfı ve ezilen tüm halk kesimleri için zindan haline getirilmeye çalışıldı. Tüm toplumsal kesimlerin muhalefetini kırmaya çalışan egemenler bunda belirli oranda başarılı da oldular.
Egemenlerin hız kesmeyen saldırıları dünyayı yeniden bir savaş ortamına soktu. Emperyalistler Afganistan, Irak ve Libya’yı işgallerle çökerttiler. Sırada Suriye, Lübnan ve İran var. Emperyalistlerle dünya halkları arasındaki mücadelenin ön cephesi ise Suriye’de. Mısır ve Tunus’ta güçlenen halk hareketlerinin önü gerici Müslüman Kardeşler tarafından kesilmeye çalışılıyor. Emperyalistler, Ortadoğu'da Türkiye, Suudi Arabistan, Katar gibi taşeron güçlerle hakimiyetlerini arttırma peşindeler. AKP iktidarının başı, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, emperyalizmin ağzından Suriye'ye saldırı çığlıkları atıyor.
Emperyalistlerin dünyayı dikensiz bir gül bahçesi haline çevirme hayali bir yandan krizle boğuşan Avrupa işçi sınıfının diğer yandan sömürülen halkların direniş hareketlerine çarparak dağılıyor. İşçi sınıfı ve sömürülen halklar yeni bir devrimci dalgayı yaratmanın zeminini yaratıyorlar.
İktidarın mavi ordusu emekçilerin, halkların, bizlerin karşısında
Ortadoğu halklarına karşı karanlığın bekçiliğini üstlenen AKP iktidarı ülke içinde de işçi ve emekçi halka her türlü baskıyı reva görüyor. Haklarını almak için grev yapmak zorunda kalan işçilere baskı uyguluyor, taşeron çalışmayı kural haline döndürüyor, kadınları erkek şiddetine iterek ölüme terk ediyor. Bütün bu politikalara karşı örgütlenmeye çalışan, alanlara çıkmaya başlayan işçi emekçi halka zulüm uyguluyor. 1 Mayıs alanı Taksim’de 1 Mayıs yapılmasını yasaklamaya çalışıyor. Taksime çıkmak üzere harekete geçen insanların üstüne mavi ordusuyla yürüyor. Gaz bombaları ve panzerlerle saldırıyor. 1 Mayıs’tan sonra da Taksim çevresindeki her eyleme, gösteriye saldıran AKP Taksim’i yalnızca zenginlerin eğlence mekanı olarak kullanmak istiyor.
Görülüyor ki umut her gün yeşerdikçe AKP iktidarı toplumsal muhalefetin sesini kısmaya çalışıyor. İktidarın faşist baskısına karşı savaşta toplumun tüm kesimleri bir araya geliyor. Nâzım yoldaşın da dediği gibi gün, bayrakları derleyip dürmenin değil, çakalların ulumasına karşı safları sıklaştırmanın günüdür.
Faşizme karşı savaşta birleşen tüm dünya halklarının 9 Mayıs Faşizme Karşı Zafer Günü kutlu olsun.