Halk kitlesel direnişe geçtiğinde zaman hızlanır. Kapitalist gericiliğin egemenliğinde geçen yirmi yıl bir gün etmez fakat halk ayağa kalktığında bir gün yirmi yıl eder.
Mayıs-Haziran 2013’te Türkiye’de hayatın nasıl hızlandığını, sömürücü despotların nasıl elden ayaktan düştüğünü; halkın gücünün, bilincinin, vicdanının nasıl serpilip gürbüzleştiğini hep birlikte yaşıyoruz.
AKP için her yol mübah
Vahşetten psikolojik savaşa, psikolojik savaştan hileye geçen AKP, vurdu, kırdı, öldürdü. Gözdağı verdi, esti gürledi. Sonuç alamadı. Sıra geldi geri adım atarken tuzak kurmaya, hileyle hurdayla iş görmeye.
Direnişi muhatap almam diyordu. Bunlar anarşist, terörist diyordu. Bunlar bir avuç çapulcu diyordu. Muhatap olarak Hasan Kaçan ve Necati Şaşmaz gibi iki gericiyi sahneye çıkardı. Direnişin hızlanan zamanı sayesinde bu ikilinin raf ömrü iki saat içinde doldu.
Aynı gün kendilerini “sağduyulu yurttaş” olarak konumlandıran 11 sorumsuz bireyi muhatap aldı. Direniş takviminde bir günde pörsüdüler.
Ertesi gün Hülya Avşar’ı muhatap aldı. Zavallının verdiği gözdağı mesajı bir saat içinde hükümsüz kaldı.
Geri adım ve hile
Sonunda geri adım attı, Taksim Dayanışması’nı muhatap aldı. “Sizi muhatap alıyorum, lütfen artık son verin direnişinize” dedi.
Birileri sevindirik oldu. “A, AKP bizi muhatap aldı, hem mahkeme kararını bekleyecekmiş, hem referandum yapacakmış, çok pozitif bir yaklaşım gösteriyor AKP, biz de pozitif yaklaşalım öyleyse” dedi.
Bakalım direnişin takvimi içinde bu yaklaşımın hükmü ne kadar sürecek.
Akan su yolunu bulur
Taksim Dayanışması’nın talepleri belli. Halkın genel talepleri belli. Direnişin çapı, emekçi halkın özlemleri ve morali belli. Dipten gelen dalganın ortaya çıkardığı filizler belli.
Akan su yolunu bulur. Yeni Türkiye’yi hep birlikte yaratacağız. AKP ne yaparsa yapsın, durduramaz halkın coşkun akan selini.