Sivas Katliamıyla ilgili olarak Ankara’da görülen dava 19 yılın sonunda zamanaşımı gerekçesiyle dün (13 Mart 2012) düşürüldü. Devlet kayıtlarına göre katliama binlerle ifade edilen sayıda kişi çeşitli şekillerde iştirak etmişken bunlardan sadece çok küçük bir grubuna dava açılmıştı. Haklarında yakalama kararı bulunan sanıklardan bazıları yıllarca ellerini kollarını sallayarak aramızda dolaştılar. Katliamın önde gelenlerinden olduğu için aranan bir kişinin emniyetin sadece 100 metre ilerisinde yaşadığı da sonraları ortaya çıkmıştı.
Her şeye rağmen ilerici kamuoyunun çabalarıyla ülke gündeminden hiç düşmeyen davada dün verilen kararla egemenler tarafından halkın vicdanıyla ve aklıyla bir kez daha alay edilmiş oldu. Elbette ki bu bir kaç hâkimin almış olduğu münferit bir karar olarak değerlendirilemez. Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nin ilamı, özellikle 12 Eylül Referandumu’nun ardından başta Özel Yetkili Mahkemeler (ÖYM) olmak üzere bütün adli mekanizmayı kontrolü altına alan AKP Hükümeti ve Gülen Cemaati’nin zaten kıt olan hukuk sistemini getirdikleri acınası durumu bir kez daha gözler önüne sermektedir.
Amerikancıların ve NATO’cuların “insanlık” anlayışı buraya kadar
Mahkeme heyeti her ne kadar “insanlığa karşı suç zaman aşımına uğramaz” dese de sanıklar olay tarihinde kamu görevlisi olmadığı için ortadaki vahşetin insanlığa karşı olarak kabul edilemeyeceğini söylemiştir. Mahkemenin katilleri aklamak için kullandığı usul hileleri bile katliamın insanlığa karşı işlenmiş büyük bir suç olduğu gerçeğini bir defa daha açığa vuruyor. Öyle gözüküyor ki herkes neyin ne olduğunu gayet iyi biliyor. Tıpkı Hrant Dink Davasında, Gazi Katliamı Davasında olduğu gibi.
Kısaca, 1993 yılında Amerikancı-liberal Tansu Çiller iktidarında Sivas Katliamını organize etme cesaretini bulanları 2012’de Amerikancı-gerici Tayyip Erdoğan iktidarı ceza almaktan kurtarmıştır. İktidar savaşlarının yeniden hızlandığı ve Cumhuriyetin geleneksel yapısının evriminin sıkça tartışıldığı bugünlerde verilen karar; iktidarlar değişse de liberalinden dincisine, merkez sağından muhafazakâr sağına Amerikancı, NATO’cu hükümetlerin özünün aynı olduğu gerçeğini bir kez daha gün yüzüne çıkartmıştır.
Yeni Sivaslara geçit vermeyelim!
AKP’den halen demokrasi, özgürlük, eşitlik gibi beklentileri olanlar varsa hayal dünyasından hızlıca çıkıp gerçekliğe dönmeleri gerektiği ortadadır. Sivas kararı, AKP gericiliğine rıza göstermeyen, onun dünya görünü paylaşmayan milyonlarca yurttaşa verilen net ve güncel bir mesajdır. Gericiliğe biat etmeyenlere, bilimden, aydınlıktan, eşitlikten yana olanlara verilmiş bir gözdağıdır.
İçinde bulunduğumuz şu günlerde bu mesajı ve hedefini doğru okuyarak ülke genelinde demokrasi, özgürlük ve hukuk istemini daha gür haykırmak, bunun için örgütlenmek yeni Sivaslar’ın önüne geçmek için yaşamsal bir zorunluluk olmuştur.