Ankara'da ayağa kalkan halkı durdurmak için 1 Haziran'da Ethem Sarısülük'ü öldüren kanunsuz AKP muhafızının 24 Haziran'da AKP yargısınca serbest bırakılması ülke çapında derin öfkeye yol açtı. Binlerce insan halkın adalet duygusunu vahşice ayaklar altına alan bu gayrimeşru kararı protesto etti.
İstanbul Kadıköy'de, Ankara Dikmen'de ve Tarsus'ta yürüyüşe geçen halk “Ethem Sarısülük ölümsüzdür”, “Hükümet istifa”, “Katiller halka hesap verecek” sloganlarını attı.
İzmir'de Basmane Meydanı'na yürüyen protestocular, adları okunan direniş şehitleri için hep bir ağızdan “Burada” diyerek şehitlerin anılarına sahip çıktı. Zulme tüy diken kararı, polisin gözaltı operasyonlarını ve AKP'yi protesto etti.
İstanbul ve Ankara başta olmak üzere birçok şehrin parklarında yapılan halk forumlarında karar lanetlendi. Kendi emriyle insanlığa karşı suç işlettiği polisi, “Kahramanlık destanı yarattılar” diyerek açıkça yeni suçlara teşvik eden Erdoğan protesto edildi.
Halka hakaret
Bugün (25 Haziran) Meclis'te AKP grubuna hitap eden Erdoğan, halka meydan okudu. Kendisine halkın taleplerini sunan direnişçilerle alay etti. “Ayaklar ne zamandan beri baş oldu?” diyen Erdoğan, halkı “ayak”, yöneticileri “baş” olarak gören despotizmden başka bir şey bilmediğini, demokrasinin d'sinden bile nasibini almadığını bir kez daha ortaya koydu.
Halk her şeydir. Egemen varlıktır. Hem baştır, hem bedendir, hem ayaktır. Hayatı yaratan, üreten ve yönetendir. Çok sabırlıdır, ancak halkın egemenliğini gasbeden, kendini baş sanan kibirli ve cahil sömürücü zorbaların diktatörlüğünü de, elitizmini yerle bir etmesini bilir.
AKP'nin güvendiği dağlar
AKP, emperyalizmin başkomutanı Obama'dan aldığı desteğe, içeride büyük banka ve holdinglerin sahibi dolar milyarderleri şebekesini hâlâ çevresinde tutabilmesine ve kanunsuz şiddet tekeline güvenerek, halk direnişini bastırdığını ve durumu kontrol altına aldığını sanıyor. Yanılıyor. Halk AKP'nin güvendiği dağlara kar yağdırmasını da bilir. Amerika'yı da, işbirlikçi tekelci oligarşiyi de, AKP'nin muhafız birliklerini de kitlesel demokratik iradesiyle çaresiz bırakır.
Bütün nedenler yerinde duruyor
Büyük demokratik patlamaya yol açan bütün nedenler yerli yerinde duruyor. AKP'nin gericiliği ve faşizmi sürüyor. Büyük banka ve holdinglerin vurgunculuk projeleri hız kesmedi. Suriye'ye karşı emperyalist savaş destekçiliğinde herhangi bir azalma yok. Bu durumda, despotizmin sıradan bir icraatı, zulmün yeni bir tezahürü, şu ya da bu vesile, yeni patlamaların kıvılcımı olacak.
Halk artık AKP'nin deli gömleğine sığmaz. Türkiye halkı Mayıs-Haziran Büyük Halk Direnişi'nin şehitlerinin hesabını mutlaka soracak. Laik, demokratik, sosyal, bağımsız, barışçı Türkiye'yi kuracak.