Kurucuları ve bileşenleri arasında bulunduğumuz Birleşik Haziran Hareketinden ayrıldık.
TKP 1920 emperyalizme ve işbirlikçilerine karşı bütün devrimci, ilerici yurtsever güçlerin omuz omuza mücadele etmesi gereğine inanıyor. Başta işçi sınıfımız, şehir ve köy emekçileri olmak üzere her köken ve inançtan bütün yurttaşlarımızın ulusal demokratik cephede birleşmesi, önümüzde büyük görev olarak duruyor.
Bu doğrultuda devrimci, ilerici, yurtsever güçlerin birliğini farklı biçim ve yöntemlerle sağlama çalışmasına kuşkusuz devam edeceğiz, dostlarımızla omuz omuza yürümeyi hep sürdüreceğiz.
Temel amaçlarını dostlarımızla birlikte oluşturduğumuz, başarı ve başarısızlıklarından birlikte sorumluluk taşıdığımız, bugüne kadarki mücadelesini birlikte ördüğümüz Haziran Hareketinden ayrılış kararımızı Birleşik Haziran Hareketi Yürütme Kuruluna aşağıdaki açıklamayla bildirdik.
* * *
Değerli dostlar,
Kurucusu ve bileşeni olduğumuz Birleşik Haziran Hareketinden ayrılıyoruz.
Birleşik Haziran Hareketi, emperyalizme ve işbirlikçilerine karşı bağımsızlığı ve demokrasiyi savunmak, dinci-mezhepçi gericiliğin saldırılarına karşı laikliğe sahip çıkmak, şovenizme karşı halklarımızın eşitlik ve özgürlük içinde birlikte yaşama iradesini güçlendirmek, yabancı ve yerli kapitalist tekellerin özelleştirme vurgunculuğuna karşı işçilerin ve emekçilerin sosyal ve ekonomik kazanımlarını korumak ve ilerletmek, sultanlık-halifelik karması despotizmi durdurmak, komşu halklara karşı yeni Osmanlı yayılmacılığına geçit vermemek için bütün devrimci, ilerici, yurtsever, demokrat, barışçı güçleri birleştirmek üzere yola çıkmıştı.
Birleşik Haziran Hareketi, halk kitlelerinin bizzat kendilerinin oluşturacağı Haziran Meclisleriyle siyasette bağımsız odak olmasını ve halk iktidarına yönelmesini amaçlamıştı.
Ne var ki, geçen zaman içinde Birleşik Haziran Hareketi yönetimi hareketin bu amaçlarını gerçekleştirmek için gerekli kararlılığı gösteremedi.
ABD-NATO’nun Büyük Ortadoğu Projesi kapsamında bölge halklarını birbiriyle vuruşturmak ve düşman devletçiklere bölme politikasına karşı her kökenden ve inançtan emekçilere öncülük edemedi.
ABD’ye, NATO’ya, Amerikan bayrağı altında savaşmayı seçen şovenistlere karşı kesin tutum almaktan kaçındığı için halklarımızın birlikte yaşama iradesini çökerten, emekçi kitlelerin can güvenliğini ortadan kaldıran, halk kitlelerinin ülkemizin gerici bir iç savaşa sürüklenme kaygılarını derinleştiren katliamlar konusunda sesini yeterince yükseltemedi.
Birleşik Haziran Hareketi yönetimi, Haziran Meclislerinin bu konudaki eleştiri, görüş ve önerilerini dikkate alacağına yaşananları görmezlikten gelmeyi tercih etti. Yapıcı diyalog, danışma ve görüş alışverişi yerine oldubittilerle iş yapmaya yöneldi, hareketin bağımsızlığını dikkate almayan kararlar verdi, siyasette bağımsız odak olma perspektifini yitirdi. Sonuçta başta işçiler, şehir ve köy emekçileri olmak üzere yurttaşlarımız için bir çekim merkezi olamadı.
15 Temmuz Amerikancı-Fethullahçı kaos darbesine giden kanlı sürecin, bizzat bu darbe girişiminin ve sonrasının kanıtladığı gibi, Türkiye halkı Amerikan emperyalizminin dolaylı silahlı saldırısı altında bulunuyor. Vatan tehlikededir, cumhuriyet tehlikededir, emekçilerin hakları tehlikededir.
Bu silahlı saldırıya son vermek, emperyalizmin ve işbirlikçilerinin boyunduruğundan kurtulmak için vatan, cumhuriyet ve emek güçlerini birleştirmek göreviyle karşı karşıyayız.
Türkiye halkının bağımsız, demokratik, laik, sosyal hukuk cumhuriyetini sağlam temellere kavuşturma özlemini gerçekleştirmek bütün devrimci, ilerici, yurtsever, demokrat, barışçı güçlerin daha kararlı ve ilkeli olmasını gerektiriyor.
Mevcut örgütsel işleyişte bu doğrultuda artık yol alamadığımız için Birleşik Haziran Hareketinden ayrılıyoruz.
Kuşkusuz bu kararımız Birleşik Haziran Hareketinin kurucu ve bileşenlerinden, bugüne kadar omuz omuza yürüdüğümüz dostlarımızdan kopma anlamına gelmiyor. Emperyalizme ve işbirlikçilerine karşı mücadelede birliğin farklı yol ve yöntemlerini elbirliğiyle bulacağımızdan eminiz.
Devrimci selamlarımızla.