Direniş ve ABD'nin Suriye planları
Türkiye halkının gericilik, vurgunculuk ve savaş rejimine karşı 31 Mayıs 2013'te başlayan büyük direnişi Amerikan emperyalizminin planlarını zora sokuyor.
Türkiye halkının gericilik, vurgunculuk ve savaş rejimine karşı 31 Mayıs 2013'te başlayan büyük direnişi Amerikan emperyalizminin planlarını zora sokuyor.
Emekçi kitleler kendi kaderini kendi eline aldığında hep böyle olur. Sömüren, ezen, asıp kesen iktidar sahipleri ne yapacaklarını şaşırır. Halk, kayıtsız şartsız kendisine ait olan egemenliği gasbeden sömürücü zalimlere “artık yeter” dediğinde, ülkelerin kaderi değişir.
Kısacası, 31 Mayıs demokratik patlamasıyla başlayan yeni devrimci koşullarda halk güçlüdür, AKP güçsüzdür. Bu gerçeği bilinciyle hareket etmek canalıcı önemdedir.
AKP’nin gericilik, vurgun ve savaş programından bıkan Türkiye halkı tonlarca zehirli gaza, tazyikli suya, plastik mermiye, gerçek mermiye, demir sopalara, binlerce tutuklamaya, binlerce yaralanmaya, birçok sakatlanmaya, dört ölüme rağmen ülke çapında direnişini sürdürdü ve sürdürüyor. En geniş kitleleri birleştiren ortak sloganın “Hükümet istifa” olduğu herkesin ortak gözlemi.
AKP’nin kanunsuz emirlerle kendi muhafız birlikleri hâline getirdiği polisin 11 Haziran’daki vahşi saldırısı ve katliam teşebbüsünden sonra işgal ettiği Taksim’de halk 12 Haziran’da yine ayaktaydı.
AKP’nin işi zor. 1 Haziran’da halka bırakmak zorunda kaldığı Taksim Meydanı’nı kaba güçle yeniden işgal etmesi de fayda etmedi. Direniş sürüyor, sürecek.
Polis birlikleri Taksim meydanını işgal ediyor.
AKP, Taksim'de yine halka şiddet uyguluyor.
Bütün polis birlikleri derhâl alanı terketmelidir.
Taksim halkındır, halka teslim edilmelidir.
Antakya'da AKP'nin zulmüne karşı gösteri yaparken 3 Haziran 2013 akşamı baltacı siviller tarafından başına sopalarla vurularak öldürülen CHP Hatay Gençlik Kolları Yönetim Kurulu üyesi Abdullah Cömert'in ertesi gün yapılan cenazesine 50 bin kişi katıldı. Antakya halkı 22 yaşındaki Abdullah Cömert'e sahip çıktı ve AKP'nin kan dökmesini protesto etti.
Amerikan emperyalizminden icazet alan gerici-faşist Müslüman Kardeşler örgütünün Ortadoğu ve Kuzey Afrika'da devrimci, ilerici, yurtsever ve laik güçlere karşı saldırısında yeni halka Mısır'da gerçekleşti. Mısır Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi, 22 Kasım 2012 akşamı çıkardığı kararnameyle yasama, yürütme ve yargı erklerini bütünüyle kendisinde toplayarak açık diktatörlüğünü ilan etti.