Yaşasın İşçi Sınıfının Birlik Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs!

30 Nisan 2020
Yaşasın İşçi Sınıfının Birlik Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs!

Birlik, dayanışma ve mücadele günü olan 1 Mayıs İşçi Bayramı kutlu olsun!
Türkiye işçi sınıfının deneyimleri, mücadelesi yolumuza ışık tutuyor.
Partimizin 100 yılı bulan soluksuz mücadelesi yolumuza ışık tutuyor.
İşçilerle, şehir ve köy emekçileriyle, aydınlarla, kadınlar ve gençlerle birlikte; emperyalizme ve kapitalizme karşı Vatan Cumhuriyet Emek mücadelesini yükselteceğiz. Toplumcu bir Türkiye kuracağız.
Dünya işçi sınıfının, yıllardır her türlü baskı ve engele rağmen kazandığı ve gelenekselleştirdiği birlik mücadele ve dayanışma günü yaklaşıyor. İşçi sınıfı bu yıl da her yerde taleplerini ve taleplerinin takipçisi olduğunu haykıracak.

Kapitalizm halk sağlığına zararlıdır
Bu yıl 1 Mayıs’ı koronavirüs salgını gölgesinde kutlayacağız. Salgın, emek ekseninden bakanların ısrarla dile getirdiği, kapitalizmin zaaflarını bir kez daha gözler önüne serdi. Bilimin ve teknolojinin tek yönlü ve sadece sermayenin ihtiyacına uygun olarak üretildiği ispatlanmış oldu. Sağlık tekellerinin; sade yurttaşların çıkarları için değil, kâr odaklı doymazların çıkarları için çalıştığı suçüstü yakalanmış oldu. Kapitalizmin salgın karşısındaki hazırlıksız, aciz yapısı yüz binlerce insanın ölümüne, milyonlarca insanın hastalık içinde kıvranmasına ve dünyanın geri kalan kısmının korkuyla eve hapsolmasına neden oldu. Başta ABD, İngiltere, Fransa, İtalya ve İspanya olmak üzere dünyanın birçok ülkesinde kapitalizm salgın günlerinde halkı ölüme, işsizliğe, yoksulluğa ve açlığa teslim etti.

Toplumlar hastalıkla kıvranıyor, finans kapital büyüyor
Bir avuç para babası her geçen gün zenginleşirken; işçiler, ölümleri pahasına ve açlık sınırının da altına düşürülen ücretlerle çalışmaya, işsiz kalmaya mahkûm ediliyor. Emekçiler; ev kirasını, faturalarını ödeyemezken, temel beslenme ihtiyaçlarını karşılayamazken finans kapital vurgunculukla hızla büyümeyi sürdürüyor. Ekonomik krizin de eşlik ettiği günümüz zorlu koşullarında, finans kapitalin kalesi banka sermayesi başta olmak üzere; ilaç, kimya, gıda tekelleri kârlarına kâr katmaya devam ediyor.
Emperyalist tekeller sadece emekçileri değil, ulusları da borçlandırarak sömürülerini derinleştiriyor. Salgının başından günümüze kadar 130 ülke İMF’ye başvurarak borç istedi. Finans kapital küresel tefeci gibi dünya halkları üzerindeki sömürüsünü derinleştirmeye çalışıyor. Bütün uluslararası tekeller kendilerinden küçükleri yutmak için bu krizi fırsata çevirmeye çalışıyor. Ekonomik kriz ve salgın koşullarında dünya halkları “evlerde”, uluslar ise kendi sınırlarında esir alınarak emperyalizmin birçok alanda yıpranan egemenliği yeniden tesis edilmeye çalışılıyor.
Dünyanın efendisi olduğunu zanneden burjuvazinin azgın sömürü dalgasının etkileri salgın ile birlikte bütün ülkelere katlanarak yansıyor.

Tek kişi yönetimi emekten çalıp sermayeye sunuyor
Gerici, vurguncu siyasal iktidar içinden geçtiğimiz bu en zor günlerde dahi emekçi sınıfların, kendisine oy veren milyonlarca insanın ihtiyaçlarını, yaşam hakkını hiçe sayıyor. Tek kişi yönetimi, iktidarını pekiştirmek için sade yurttaşların açlığı, hastalığı ve hatta ölümü pahasına, sermaye yanlısı torba yasasını çıkarıyor. İşçi sınıfına esnek çalış diyor, kısa çalışma ödeneğini dayatıyor.  
Kısa çalışma ödeneğiyle işçilerin zaten düşük olan ücretlerinin daha da düşürülmesi, bu da yetmezmiş gibi ücretsiz izin verilerek işçilerin 1170 lira gibi insanlık dışı bir ücretle yaşamaya mecbur bırakılması kabul edilemez.
İşçilerin dişinden tırnağından arttırarak biriktirdiği İşsizlik Fonunu, patronlara peşkeş çekiyor. İşten atmaları geçici olarak yasakladım, diyor; patronlara ücretsiz izin hakkı veriyor. Bütün bunların yanında emeğin örgütlenmesine, emekçilerin en sade biçimde taleplerini dile getirmesine, eylemine, grevine düşmanca bir tutumla her türlü yasağı, engeli, baskıyı yapmaktan geri durmuyor.

Vatan Cumhuriyet Emek bayrağını yükselteceğiz
Toplumcu bir Türkiye kuracağız
Bu ve daha birçok saldırıya karşı sendikal örgütlülüğümüzü ve mücadelemizi yükseltmeliyiz. Haklarımızı geri almak ve kapitalizmi aşarak toplumcu bir düzen kurmak için politik mücadelemizi yükseltmeliyiz.   
İçinden geçtiğimiz günler kapitalizmin; işsizlik, yoksulluk, evsizlik, hastalık ve ölüm getirdiğini en acı şekilde göstermektedir. Kapitalizm hiçbir koşulda, işçi sınıfı ve emekçilerin kendilerini güven içinde hissedebileceği bir sistem olmayacaktır. İşçi sınıfının, bu sistemi aşmak dışında başka bir kurtuluşu yoktur.
Emekçi sınıflar bütün haklarını kendi elleriyle söküp koparmayı bilirler. Türkiye işçi sınıfı en zor koşullarda dahi üzerine düşen görevi yerine getirmeyi bilmiştir. Türkiye işçi sınıfının deneyimleri, mücadelesi yolumuza ışık tutuyor. Partimizin 100 yılı bulan soluksuz mücadelesi yolumuza ışık tutuyor. İşçilerle, şehir ve köy emekçileriyle, aydınlarla, kadınlar ve gençlerle birlikte; emperyalizme ve kapitalizme karşı Vatan Cumhuriyet Emek mücadelesini yükselteceğiz. Toplumcu bir Türkiye kuracağız.
Birlik, dayanışma ve mücadele günü olan 1 Mayıs İşçi Bayramı kutlu olsun!