Ulusal kurtuluş devrimimizin ürünü olan Lozan Barış Antlaşması ve onu tamamlayan Montrö Sözleşmesi Türkiye’nin bağımsızlığını, bütünlüğünü ve egemenliğini kayıt altına alan iki uluslararası belgedir.
Türkiye’ye sömürgeciliği ve bölünmeyi dayatan emperyalizm de, cumhuriyet devrimini hazmedemeyen işbirlikçi feodal güçler de Lozan ve Montrö düşmanlığından bir türlü vazgeçmedi.
Amerikan emperyalizmi Türkiye’yi bölüp parçalamak ve cumhuriyet öncesine döndürmek için bir yandan Fetö darbecilerini, bir yandan PKK terörizmini destekliyor. Ülkemiz üzerindeki NATO kıskacını kullandığı gibi, batıda ve Doğu Akdeniz’de Yunanistan’ı, Suriye’de HTŞ ve YPG’yi seferber ediyor. Kuzeyde ise Karadeniz’e savaş gemilerini serbestçe sokabilmek, Karadeniz’i hakimiyeti altına almak ve böylece hem Türkiye’yi hem Rusya’yı kuşatabilmek için Montrö Sözleşmesinin kaldırılmasını istiyor.
İktidar çevreleri ise Amerikan emperyalizmi ile pazarlıklarda koz olarak kullanabilmek için büyük bir aymazlıkla Montrö Sözleşmesini tartışmaya açıyor, uygun koşullarda sözleşmenin feshedilmesine razı olabileceklerine dair kuşku uyandırıcı sinyaller veriyor.
İşte böyle bir ortamda, Montrö Sözleşmesini savunmak, ulusal kurtuluş savaşımızın ve Cumhuriyetin kazanımlarına sahip çıkmak demektir. Anayasa Türkiye Cumhuriyetini bağımsız, bütün, laik, demokratik, sosyal hukuk devleti olarak tanımlar. Tanımını Anayasada bulan Türkiye Cumhuriyetini savunmak bir yurttaşlık görevi olduğu kadar vazgeçilmez bir haktır.
Demek ki, yurttaşların Montrö Sözleşmesine ve Cumhuriyetin kazanımlarına sahip çıkmaları hiçbir şekilde suç sayılamaz. 104 emekli amiralin Montrö ve Cumhuriyetin kazanımları konusunda görüş ve kanaatlerini açıklamalarını, “darbe çağrısı”, “darbecilik”, “devlete karşı suç işlemek için anlaşma” olarak tanımlamanın hukuksal, anayasal ve kanuni hiçbir temeli yoktur.
Emekli amirallerin 4 Nisan 2021 tarihli açıklaması, metnin bütününden ve ayrıntılarından rahatlıkla anlaşılabileceği gibi, Türkiye’nin bağımsızlığını, bütünlüğünü ve egemenliğini savunma amacı taşımaktadır. Bu amaçla yapılan açıklamanın suçlanması ve 104 emekli amiralin medya lincine uğratılması kabul edilemez. Amerikan emperyalizminin işbirlikçisi gerici güçlerin kışkırttığı cadı avından derhal vazgeçilmelidir. Gözaltına alınan amiraller derhal serbest bırakılmalıdır.
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, amirallerin açıklamasına ilişkin yaptığı değerlendirmede, Montrö Sözleşmesinden çekilmek gibi bir niyetleri ve çalışmaları olmadığını, tekkede görüntülenen sarıklı amiralin davranışını benimsemediklerini ve ilgili kişi hakkında gerekenin yapılacağını belirtti.
Cumhur İttifakının ortağı MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de, Montrö Sözleşmesine sahip çıktı ve ordunun disiplinine aykırı eylemlere hoş bakılamayacağını vurguladı.
Emekli amirallerin açıklamasını anlamak için, Amerikan işbirlikçilerinin yarattığı zehirli ortam değil, soğukkanlı bir şekilde düşünüldüğünde dile getirilen bu iki yetkili değerlendirme esas alınmalıdır.
Vatanseverlik suç sayılamaz.