Rusya Bağımsız Sendikalar Federasyonunun Ukrayna'daki duruma ilişkin açıklaması
Ukrayna'daki trajik durum kendi başına ortaya çıkmadı. 2014'te Batılı ülkelerin önderliğinde radikal milliyetçiler tarafından gerçekleştirilen bir darbe oldu. Muhaliflere yönelik yargısız baskılar ve katliamlar (2014 yılında Maydan darbesine karşı çıkan insanların Odesa'da yakılması, siyasi muhaliflerin öldürülmesi) yaygın bir uygulama haline geldi. Buna karşı çıkan bölgeler, Hitler ve Bandera'nın takipçilerinden oluşan milliyetçi taburların yardımıyla göstere göstere bastırıldı. Devlet iktidarının zayıflığı ve radikal şiddet, Kırım Cumhuriyetini Ukrayna'dan ayrılmaya, Donbass ve Lugansk'ı birleşik Ukrayna çerçevesinde haklarını korumaya hazır hâle getirdi.
Bununla birlikte, Ukraynalı yetkililer de dahil olmak üzere çeşitli çevrelerden, ülkenin barış ve birliğini sağlayan Minsk anlaşmalarının kabul edilmesi yolundaki istekler ve Almanya Dışişleri Bakanı Frank-Walter Steinmeier'in bu anlaşmaların uygulanması için önerdiği formüller aslında radikal baskılarla Ukrayna yönetimi tarafından reddedildi. Bu durum, Donetsk Halk Cumhuriyeti ve Lugansk Halk Cumhuriyetine karşı utanç verici bir şekilde "terörle mücadele" olarak adlandırılan askerî bir operasyona yol açtı. 8 yıldır Donetsk ve Lugansk şehirleri topçu, havan topları ve hava saldırılarıyla yüzlerce kez bombardımana tutuldu. Yıllar boyunca çeşitli tahminlere göre kadınlar, yaşlılar ve çocuklar da dahil olmak üzere 13 ila 50 bin arasında kişi öldü. Ne yazık ki, bu kurbanlar ne dünya topluluğu, ne de Ukrayna'nın diğer bölgelerinin sakinleri tarafından “fark edilmedi.” Halkını öldüren iktidara karşı herhangi bir protesto ya da yaptırım uygulanmadı. Yetkililer bu insanlarla müzakere yapmak istemediler, düpedüz cumhuriyetleri askerî güçle yıkmaya karar verdiler. Ukrayna hükûmetinin terörist olarak adlandırdığı DHC ve LHC'nin 800 binden fazla sakininin bu süre zarfında Rus vatandaşlığını resmileştirmesi tesadüf değildir. Aynı zamanda şiddet de arttı. Ukrayna'da, nüfusun çoğunluğunun konuştuğu Rus dilinin kullanımı fiilen yasaklandı.
Cumhurbaşkanı seçilen Vladimir Zelensky, güneydoğudaki durumun normalleştirilmesi sloganıyla iktidara geldi. Ancak sonuç olarak, uluslararası anlaşmaları -Minsk anlaşmaları- uygulayamadığı ortaya çıktı ve bombardımanın yoğunluğu arttı. Sıra, Ukrayna'nın kendi topraklarında Rusya'ya yönelik nükleer silahların yerleştirilmesini ima eden nükleer devlet statüsüne dönüşüyle ilgili açıklamalarına geldi.
Devlete doğrudan ve açık bir askerî tehdit, Donbass'ta yaşayanlar da dahil olmak üzere Rusya vatandaşlarını koruma ihtiyacı, Ukrayna yönetiminin çatışmayı barışçıl bir şekilde çözememesi, Ukrayna liderliğinin ve bazı Batı ülkelerinin provokatif ifadeleri ve eylemleri, bunların hepsi bugünkü duruma yol açtı.
Rusya Bağımsız Sendikalar Federasyonu, Rusya'nın siyasi ve askerî yönetimini temsil eden Cumhurbaşkanı Vladimir Putin'in attığı adımları desteklemektedir. Barışı koruma harekâtının askerî aşamasının sona ereceğinden ve çatışmanın sona ermesi için siyasi çözümlerin bulunacağından eminiz. Ukrayna, DHC, LHC ve Rusya emekçileri, sendikaları etrafında birleşerek insanca çalışma haklarını sadece barış, dayanışma ve demokrasi koşullarında başarılı bir şekilde savunabileceklerdir.
Bugün Rusya zor bir durumdadır. Yabancı devletlerin sanayi işletmelerine ve bankalara karşı uyguladığı dış yaptırımlar ekonomiyi, insanların yaşam standartlarını olumsuz yönde etkileyecektir.
Dış darbeyi hafifletmek için ciddi adımlar atılmalıdır. Birincisi, Rusya sanayii için olumsuz sonuçları birlikte önlememiz gerekiyor. Ülkemizin gücünü sağlayan birliktir. Buna ek olarak, işçileri ve halkı yaptırımların sosyal tehlikelerinden koruyan eylemlere de ihtiyacımız var. Yani, işletme sahiplerinin işletmeleri kapatma, işçileri işten çıkarma yetkilerinin sınırlanması gerekir. Enflasyondaki ve fiyatlardaki artışı telafi etmek üzere ücretlerin artmasını sağlamak için koordineli önlemlere ihtiyaç vardır. Konut, toplumsal hizmetler ve ulaşım alanında fiyat artışları durdurulmalıdır. Temel malların fiyatları devletin sıkı kontrolü altına alınmalıdır. İşletme sahiplerinin sürdürülebilir iş ve sosyal güvenceler sağlayamadığı işletmeler, devletin mülkiyetine geçmeli, kamulaştırılmalıdır.
25 Şubat 2022