Donald Trump 5 Kasım 2024 seçimlerini açık farkla önde bitirerek dört yıl aradan sonra tekrar Amerika’nın başına geçiyor.
Sekiz yıl önce “küreselci çete” olarak adlandırdığı Amerikan finans kapital çevrelerinin büyük kısmı ve Amerikan derin devletine karşı reel sektörün, sanayi sermayesinin temsilcisi olarak sahneye çıkan Trump, bu kez finans kapitalin ve derin devletin sınırlı bir kesimiyle ittifak içinde göreve geliyor.
İç politika
Amerikan tekelci sermayesinin ikiye bölünmesi gibi Amerikan halkı da ikiye bölünmüş bulunuyor. Trump, işçi sınıfının mavi yakalı kesimlerinin, işsizlerin, küçük çiftçilerin, esnafın, taşra küçük burjuvazisinin daha büyük kısmının oy desteğiyle iktidara geliyor.
Trump, ekonomide korumacılığı pekiştirerek istihdamı arttırma, Amerikan tekellerinin dış yatırımlarını teşviklerle ülkeye kaydırma, özellikle Çin ve Avrupa’yla ticari rekabeti şiddetlendirme sözü veriyor. Kapitalist şirketlerin vergilerini azaltmayı ve devletin sosyal harcamalarını düşürmeyi öngören Trump, “sosyal devlet” anlayışından yoksun vahşi kapitalist bir programı savunuyor. Siyasal alanda antikomünist, göçmen karşıtı, kadın düşmanı, faşist yönelimli ırkçı ve dinci kapitalist bir ideolojiyi benimsiyor.
Bu nitelikleriyle, işçi sınıfına ve emekçi halka verdiği sözleri yerine getiremeyecek olan Trump’a karşı sosyalist, devrimci ve ilerici güçlerin mücadelesini sürdürmesi gerekiyor.
Dış politika
Dört yıllık ilk döneminde, önceki başkanlardan farklı olarak yeni bir savaş başlatmamış olmakla övünen, Joe Biden yönetimini savaşları körüklemekle ve yeryüzünü toptan mahvedecek üçüncü dünya savaşına sürüklemekle suçlayan Trump, dış politikada, savaş başlatmama ve başlamış savaşları derhâl bitirme sözü veriyor.
Bu sözü not ediyoruz ancak ham hayallere kapılmıyoruz. Çünkü Amerika’nın tekelci kapitalist, emperyalist, sömürgeci sosyoekonomik yapısı ve siyasal sisteminin oluşturduğu temel kısıtların bu sözü anında boşa çıkarabileceğini biliyoruz. Söz değil, eylem! Amerika NATO’yu feshedip dünyanın her tarafına yayılmış üslerini, askerlerini, tasını tarağını toplayıp ülkesine dönmedikçe, dünya halklarının Amerikan emperyalizmine karşı kararlı mücadelesi sürecektir.
Mücadeleye devam
Emperyalizmin en azgın, en savaşçı kesimlerinin temsilcisi Joe Biden yönetimi ve seçimlerdeki uzantısı Kamala Harris seçimleri kaybetti. Trump yönetimindeki emperyalizme karşı direniş ve mücadele de hiç kesintiye uğramadan devam edecektir. Kurtuluş savaşları, ulusal ve toplumsal devrimler bütün dünyada zafere ulaşana kadar mücadele edecek sabrımız ve gücümüz var.