Erdoğan ve AKP, gerçeklik duygusunu yitirmiş durumda. İstanbul'da ve Türkiye'nin her yerinde halk iradesini bu kadar açık biçimde ortaya koyduğu hâlde, Ankara'da, İzmir'de, Adana'da ve Beşiktaş'ta AKP'nin polis birlikleri, görüşlerini barışçı gösterilerle dile getiren, özgürlük ve demokrasi isteklerini duyurmak isteyen halka ağır biçimde şiddet uyguluyor, insanları vuruyor, kırıyor, ağır yaralıyor, sayısız insanı döverek gözaltına alıyor.
Erdoğan satılık medyaya çıkarak halka tehditlerini sürdürüyor, laiklik karşıtı, vurguncu projelerinin reklamını yapmaya çalışıyor. Oysa halk AKP'nin gericilik, vurgun ve savaştan ibaret icraatlarından bıktığını en zor koşulları göze alarak altı gündür meydanlarda haykırıyor. Gazlanmayı, yaralanmayı, sakatlanmayı, ölmeyi göze alıyor.
Erdoğan ve AKP anlamalıdır ki, yüz binler, milyonlar, Türkiye halkı iradelerine saygı istiyor. Onurunu, yaşam tarzını, laikliği, barışı savunuyor. Özgürlük, demokrasi, adalet istiyor. Bunu anlamak o kadar zor mu? Erdoğan ve AKP, Menderes-Bayar taktiklerini, Kenan Evren zorbalığını uygulayarak hiçbir yere varamaz. Tunus diktatörü Zeynel Abidin Bin Ali, Mısır diktatörü Hüsnü Mübarek bir yere vardı mı?
Taksim'den ve Gezi Parkı'ndan polis birliklerini çeken, meydanı ve parkı halka teslim eden AKP, buralarda bayram havasının estiğini, on binlerce insanın barış içinde şarkılar söylediğini görmüyor mu? AKP bütün İstanbul'da, bütün yurtta, halka şiddet uygulamaktan derhal vazgeçmelidir. Erdoğan gericilik, vurgun ve savaş politikalarından dolayı halktan derhal özür dileyerek istifa etmelidir.
Yoksa, zaten “Tayyip istifa” sloganını haykıran kitlelerin önünde duramayıp arkasına bakmadan kaçmak zorunda kalacaktır.