AKP iktidarı Suriye halkına karşı düşmanlık politikasını ısrarla sürdürüyor. Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin de Suriyeli diplomatları sınır dışı etme kararı aldığını açıkladı.
Bu karar AKP'nin ABD, İngiltere, Fransa, Almanya, İtalya, Japonya, Kanada, İspanya, Belçika, Hollanda, İsviçre gibi emperyalist sömürgecilerin peşine takılma politikasının yeni bir örneğidir.
Dünyanın en büyük kapitalist şirketlerinin sahibi olan dolar milyarderleri şebekesinin çıkarları uğruna yeryüzünde sosyalizmin, bağımsızlığın, demokrasinin en küçük izini bile ortadan kaldırma seferine çıkan emperyalist blokun komplolarına katılmak, Türkiye, bölge ve dünya halklarına karşı toplu cinayetin suç ortağı olmak demektir.
Oyun açıktır. Emperyalist özel kuvvetlerin güdümünde hareket eden gerici ve faşist çeteler Suriye içinde katliamlar düzenliyor. Dünya kapitalist medyası bu katliamların suçunu Suriye yönetiminin üzerine yıkıyor. Emperyalistler ve uzantıları böylece, Annan planını boşa çıkarmak, Suriye'yi iç savaşa sürükleyerek çökertmek, yeniden sömürgeleştirmek istiyor.
Bağımsızlığını, özgürlüğünü, sosyal haklarını, birliğini ve dirliğini savunan Suriyeli devrimci, ilerici ve yurtsever bütün güçlerin yanında olmak sadece enternasyonalist bir görev değil, Türkiye işçi ve emekçilerinin, ezilen halklarının en temel çıkarları gereğidir. Türkiye halklarıyla bölge halklarının çıkarları ortaktır.
Emperyalist savaş taşeronluğu, Türkiye'yi daha da ağır felaketlere sürüklemek demektir. Suriye'ye karşı her türlü komployu ve savaşı reddediyoruz. Kardeş kardeşi vurmaz. AKP'nin ölüm, yıkım, kölelik ve yoksulluk politikasını daha da geç olmadan elbirliğiyle durduralım.