Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Anayasa Mahkemesinin Can Atalay kararını tanımayacağını ilan etti ve bu kararı veren Anayasa Mahkemesi üyeleri hakkında suç duyurusunda bulundu.
Adalet Bakanı, Anayasa Mahkemesi kararlarının yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri bağladığını belirten kesin hükmüne sahip çıkıp gereğini yapacağına, Anayasa Mahkemesini eleştirdi ve Yargıtay 3. Ceza Dairesinin haklı bir yorumda bulunduğunu iddia etti.
Anayasaya göre yürütme erkini tek başına temsil eden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Yargıtayın da yüksek mahkeme olduğunu, aldığı kararın asla bir kenara atılamayacağını, Anayasa Mahkemesinin maalesef birçok yanlışları arka arkaya yapar hâle geldiğini” söyledi. Anayasa Mahkemesinin “Yargıtayın attığı bu adımı hafife de alamayacağını, almaması gerektiğini” öne süren Erdoğan, “Eğer partimden bazı arkadaşlar da burada Yargıtayı yerip Anayasa Mahkemesine övgüler düzüyorsa, onlar da yanlış yapıyorlar” dedi.
Konu başka
Görüldüğü gibi, Cumhurbaşkanı da Adalet Bakanı da meseleyi Anayasa Mahkemesinin verdiği bir kararın doğruluğu yanlışlığı üzerinden tartışmaya çalışıyor. Anayasa Mahkemesi kararının yanlış olduğunu, Yargıtay 3. Ceza Dairesinin kararının doğru olduğunu söylüyorlar.
Mesele o değil ki. Hukuk konferansında akademik bir tartışma yapılmıyor. Mesele Anayasanın 153. Maddesinin uygulanıp uygulanmayacağıdır. Anayasa Mahkemesinin verdiği kararın herkesi bağlayıp bağlamayacağıdır. Mesele Anayasaya uyulup uyulmayacağıdır. Anayasanın geçerli olup olmadığıdır. Anayasa var mıdır, yok mudur? Devlet organları Anayasaya göre mi hareket edecek, yoksa anayasasız keyfî bir yönetim düzeninde mi yaşıyoruz?
Devlet organları, yetkililer başka bir konuyu tartışarak bu yaşamsal meseleden kaçamaz. Yargıtay 3. Ceza Dairesi gibi anayasaya isyan mı ediyorsunuz, yoksa anayasanın açık hükmünü mü uygulayacaksınız?
Soru yanıtını bekliyor. Tercihini hukuk düzeninden yana yapan Türkiye halkı, kendisini temsil ettiğini öne sürenlerin icraatını mutlaka değerlendirecektir.