Şimdilerde geri hizmete alındığı için adı pek duyulmayan Condoleezza Rice, Irak ve Afganistan halklarının kasabı ABD Başkanı George Walker Bush'un birinci döneminde Millî Güvenlik Danışmanı, ikinci döneminde Dışişleri Bakanı olarak görev yapmıştı. Hatırlarsanız, İsrail 2006'da Lübnan'a saldırı başlatmış, bu ülkeyi yakıp yıkıyor, Beyrut'u harabeye çeviriyor, sivil halkı katlediyordu.
“Doğum sancısı”
Savaş sırasında ABD Dışişleri Bakanı sıfatıyla İsrail'e giden Condoleezza Rice, 25 Temmuz 2006 günü Kudüs’te dönemin İsrail Başbakanı Ehud Olmert’i yanına alarak basın toplantısı yaptı. Dürüst bir gazeteci, “Beyrut harabeye döndü, birçok sivil ölüyor. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?” diye sordu.
Condoleezza Rice, herkesin kanını donduran şu yanıtı verdi: “Yeni Ortadoğu'nun doğum sancıları bunlar.” Condoleezza Rice, tarihe bu acımasız sözleriyle geçti.
Hedef büyük
1200 Lübnanlı'nın öldürülmesi, bir milyon kişinin evini ve toprağını terketmek zorunda kalması, 15 bin binanın bombalarla yerle bir edilmesi Condoleezza Rice için sadece “doğum sancısı” demekti.
Condoleezza Rice iki nedenle böyle söyleyebiliyordu. Çünkü, birincisi, bu sözüm ona “doğum sancısı”nı başkaları çekiyordu. Olan, Lübnan halkına oluyordu. Çünkü, ikincisi, emperyalizmin siyasi hedefi büyüktü. Lübnan ve Filistin direnişinin bastırılması; Suriye'nin ve İran'ın çökertilmesi; bütün Ortadoğu'nun din, mezhep ve milliyet temelinde bölünmesi; bölge halklarının kukla devletçiklerde sömürge köleliğine mahkûm edilmesi; başkaldıranların daha da büyüyecek olan İsrail'in ve her devletçikteki işbirlikçilerin sopasıyla ezilmesi gerekiyordu.
“Kutlu doğum sancısı”
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, bugün (30 Aralık 2012) yanına emperyalizmin “Suriye Ulusal Koalisyon Başkanı” sıfatını verdiği işbirlikçi Muaz el Hatib'i alarak Şanlıurfa'nın Akçakale ilçesinde konuşma yaptı. Konuşmasında şöyle dedi: “Şu anda Suriye bir kutlu doğuma hazırlanıyor. Her kutlu doğum sancılıdır.”
Recep Tayyip Erdoğan tıpkı Condoleezza Rice gibi konuştu. Tek fark, doğumu “kutlu doğum” diyerek dinsellikle süslemesi. Doğum kutlu olunca, sancı da kutlu doğum sancısı oluyor. Recep Tayyip Erdoğan, birçok sözüyle tarihe geçti. Bu sözleriyle de tarihe geçeceğinden kuşku duymuyoruz.
Hedef aynı
ABD, AB, İsrail, Arabistan, Katar ve AKP destekli, NATO güdümlü Amerikancı dinci kiralık çetelerin Suriye'yi istila etmesi; on binlerce Suriyeli'nin öldürülmesi; devrimcilerin, ilericilerin, yurtseverlerin, laiklerin, Aleviler'in, Hıristiyanlar'ın katledilmesi; başta Halep olmak üzere şehirlerin, kasabaların, köylerin harabeye dönmesi; üç milyon Suriyeli'nin evinden toprağından koparılıp ülke içinde başka yerlere sığınmak zorunda kalması; beş yüz bin Suriyeli'nin komşu ülkelerde mülteci olmaya zorlanması Erdoğan için sadece “kutlu doğum sancısı” demekmiş.
Erdoğan iki nedenle böyle konuşabiliyor. Çünkü, birincisi, bu sözüm ona “kutlu doğum sancısı”nı başkaları çekiyor. Olan, Suriye halkına oluyor. Çünkü, ikincisi, emperyalizmin siyasi hedefi büyük. İsrail karşısındaki en güçlü cephe ülkesi olan Suriye'nin boğazlanması; İran'ın çökertilmesi; Lübnan ve Filistin direnişinin yok edilmesi; bütün Ortadoğu'nun din, mezhep ve milliyet temelinde parçalanması; bölge halklarının kukla devletçiklerde sömürge köleliğine mahkûm edilmesi; başkaldıranların daha da büyüyecek olan İsrail'in ve her devletçikteki işbirlikçilerin sopasıyla ezilmesi gerekiyor.
Başaramayacaklar
Gördüğünüz gibi, Rice ve Erdoğan aynı şeyi söylüyor. Çünkü ikisi de aynı amacın peşinde, hedefleri bir. Aynı amacı paylaşanların aynı sözleri söylemesinde şaşırtıcı bir yön yok.
Rice kendisini tarihe geçiren “doğum sancısı” sözlerini altı yıl önce söyledi. Bu sözleri söylerken İsrail'in zafer kazanacağını, Lübnan halkının teslim olacağını, Lübnan direnişinin çökeceğini sanıyordu. Umduğunun tersi oldu. İsrail yenildi. Erdoğan ise kendisini tarihe geçirecek olan “kutlu doğum sancısı” sözlerini bugün söyledi. Bu sözleri söylerken emperyalist savaş blokunun kazacağını, Suriye halkının teslim olacağını, Suriye direnişinin çökeceğini sanıyor.
Acaba altı yıl sonra geriye bakıldığında, Erdoğan umduğunu bulmuş mu olacak, yoksa umduğunun tersi mi çıkacak? Öykünün püf noktası işte burası.
Biz emperyalist savaş blokunun, NATO'nun, Amerikancı dinci çetelerin eninde sonunda yenileceğine inanıyoruz. Çünkü son sözü direnen halklar söyler. Suriye halkı kazanacak.