Mısır halkı Amerikancı-dinci Müslüman Kardeşler yönetimine karşı mücadelesini sürdürüyor. Dün (4 Aralık 2012 Salı) Kahire, İskenderiye, Mansura, Mahalla, Hurgada, Luksor, Asyut, Minye ve İsmailiye'de milyonlarca insan, dinci darbeyi ve oldubittiye getirilen anayasa taslağını yürüyüş ve gösterilerle protesto etti. Ortak paydası laiklik olan bütün güçler, ortaklaşa düzenledikleri dünkü yürüyüş ve gösterilere “Son İhtar” adını vermişlerdi.
Kahire'de yüz binlerce kişi, saat 16.00'da Tahrir Meydanı'ndan ve çeşitli semtlerden yürüyüşe geçerek Heliopolis semtinde bulunan Cumhurbaşkanlığı Sarayı'na yöneldi. Sarayın ana kapısına giden Mirağana Caddesi'ni dikenli tellerle kapatan askerler kalabalığa gaz bombalarıyla saldırdı. 27 kişi yaralandı. Ancak kitle dağılmadığı gibi dikenli tel barikatına dalga dalga yüklendi. Askerler çekilmek zorunda kaldı.
Kaçan askerlerin bıraktığı bir zırhlı aracın üstüne çıkan ve dikenli telleri kenarlara savuran halk, sarayı çepeçevre kuşatmaya başlarken, gayrimeşru Cumhurbaşkanı Mursi sıkı koruma altında sarayın arka kapısından kaçtı. Protestocu kitleler, “Halk düzeni yıkmak istiyor”, “Kahrolsun Yüce Mürşid yönetimi”, “Mursi gidecek, biz kalacağız”, “Ekmek, özgürlük”, “Kahrolsun Kurucu Meclis”sloganları atarak saatlerce gösteri yaptı.
Müslüman Kardeşler darbesine karşı mücadele eden partiler, sarayın önünden ayrılmayacaklarını; 7 Aralık Cuma günü de “Kırmızı Kart” adıyla yine büyük bir yürüyüş ve gösteri düzenleyeceklerini bildirdiler.
Kenan Evren'in anayasa şantajı gibi
Müslüman Kardeşler örgütü, muhalif partilerin çağrısına kulak veren milyonlarca emekçinin gittikçe yoğunlaşan tepkisini yatıştırmak amacıyla, anayasa taslağını dinci partilerin tekelinde bulunan “Kurucu Meclis”ten alelacele geçirdi ve bu taslağın 15 Aralık 2012'de referanduma sunulacağını açıkladı. 22 Kasım darbe kararnamesiyle Mursi'ye verilen “yargı denetiminden muaf tutulma” yetkisinin, anayasanın kabul edilmesi durumunda zaten kendiliğinden ortadan kalkacağını iddia eden gayrimeşru dinci yönetim, telaşa düşmeye ve gösteri yapmaya gerek olmadığını söyleyerek halkı evine dönmeye davet ediyor.
Herkesi kör, âlemi sersem sanan gerici-faşist Müslüman Kardeşler örgütü, Mısır halkına, Kenan Evren cuntasının 1982'de Türkiye halkına yaptığı şantajın bir benzerini yapıyor. 12 Eylül faşist yönetimi, 1982'de, “Hazırladığımız anayasa taslağını kabul ederseniz, askerî yönetim sona erer” diyerek despotik anayasayı dayatmıştı. Halk düşmanı işbirlikçi kapitalist rejime meşruiyet sağlayan söz konusu belge, “Halk yüzde 92 oranında evet oyu verdi” kurnazlığıyla parlatıla parlatıla, 30 yıldır hâlâ yürürlükte. Mısır halkı böyle bir şantaja boyun eğecek gibi görünmüyor.
Kapışma sürüyor
Mısır'da devrim ile karşıdevrim arasındaki çatışma devam ediyor. 1 Aralık Cumartesi günü Kahire Üniversitesi önünde toplanan Müslüman Kardeşler-Selefî partiler ittifakı Mursi ve anayasa taslağı lehinde gösteriler düzenledi. 2 Aralık Pazar günü, aynı karşıdevrimci çevreler Yüksek Anayasa Mahkemesi binasını kuşatarak hakimlerin içeri girmesine engel oldu. Mahkeme toplanamadığı için, Kurucu Meclis ve Anayasa Komisyonu'nun iptaline ilişkin davanın o gün yapılması gereken karar duruşması yapılamadı. Yüksek Anayasa Mahkemesi, bu açık zorbalık karşısında, psikolojik ve fiziki baskı altında olduğu için çalışmalarını yürütemediğini, bu nedenle bütün duruşmaları askıya aldığını açıkladı.
4 Aralık yürüyüş ve gösterileri, Mısır işçi ve köylü kitlelerinin Amerikancı-dinci diktatörlüğe geçit vermeyecekleri umudunu çoğaltıyor. Mısır halkının mücadelesi, Türkiye ve bölge halklarının bugünü ve geleceği açısından büyük önem taşıyor.