AKP iktidarı Türkiye'yi emperyalist savaş blokunun tuzağına soktu, NATO'dan Patriot füzeleri istedi. NATO AKP'nin sunduğu bu altın fırsatı kaçırmadı. İsrail'in güvenliğini sağlamak, antiemperyalist yönetimleri devirmek, devrimci ve ilerici hareketleri bastırmak, bölgesel savaş için yeni bir köprübaşı tutmak amacıyla hemen harekete geçti. Türkiye'ye altı füze bataryası göndermeyi kararlaştırdı.
Patriot füzeleriyle birlikte sömürgeci birlikler de Türkiye'ye geliyor. Hem de az buz değil, 1200 asker. 400 asker dünya halklarının baş kasabı Amerika'dan, 400 asker Avrupa ve Sovyet halklarının kasabı Almanya'dan, 400 asker Endonezya halkının kasabı Hollanda'dan.
Mahşerin ortasına doğru
Sosyalist Sovyetler Birliği'ni dağıtan, Doğu ve Orta Avrupa'daki sosyalist yönetimleri deviren, Yugoslavya'yı paramparça eden ABD önderliğindeki dünya dolar milyarderleri şebekesi, 2001'de Afganistan'ı, 2003'te Irak'ı işgal ederek mahşerin kapısını açmıştı. Libya'yı çökerttikten, Suriye'ye cehennem zebanilerini saldıktan sonra, şimdi de bütün bölgeyi ve dünyayı mahşerin ortasına sürüklüyor.
Sadece Suriye'ye değil, bütün bölge halkları ile İran, Irak, Lübnan, Filistin ve Rusya yönetimlerine karşı yeni bir savaş hamlesi ile karşı karşıyayız. Bu hamleyi boşa çıkaramazsak, hepimizi çok daha karanlık günler bekliyor. Bölge halklarını ulusal köken, din ve mezhep temelinde un ufak edecek uğursuz planlar işliyor. Halklar birbirinin boğazına sarılmak için kışkırtılırken, dev kapitalist şirketler işbirlikçi oligarşilerle el ele verip hepimizi yeniden sömürgeleştirmenin kanlı adımlarını atıyor.
Tarih affetmez
AKP ülke topraklarına sömürgeci birlikleri çağırarak affedilmez bir suç daha işledi. Sömürgeci birlikler işgal ordularının öncü birlikleridir. NATO üyeliğinin, Adana İncirlik üssünün, Malatya Kürecik üssünün, Diyarbakır Pirinçlik üssünün Türkiye ve bölge halklarına verdiği ağır zararların üstüne, ülke topraklarına artık bizzat sömürgeci birlikler yerleştiriliyor. Politik bağımsızlığın son kırıntıları da ortadan kalkıyor, sömürge işgali başlıyor. Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra Türkiye'nin işgalini, İkinci Dünya Savaşı sırasında Bulgaristan'ın Nazilerce işgal sürecini unutanlar, günümüzden bir örnek için Pakistan'ın durumuna baksınlar.
Antiemperyalist birlik
TKP 1920, emperyalist savaş blokunun karşıdevrimci hamlesini durdurmak için bütün sosyalist, devrimci, ilerici, yurtsever partilerle; işçi ve kamu emekçi sendikalarıyla; köylü dernekleriyle; gençlik örgütleriyle; meslek birlikleriyle; kadın hareketiyle omuz omuza mücadele edecek. Sömürgeci orduların bastığı yerde ot bitmez. Kimse emperyalistlerle anlaşarak kendini kurtaracağını sanmasın. “Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz”. Türk, Kürt, Arap, Fars halklarının birliği; Müslüman, Hıristiyan, Yahudi dostluğu; Sünni, Şii, Alevi dayanışması zorunlu. Geçmişin ve günümüzün deneyimleri gösteriyor ki, enternasyonalizmden vazgeçenler, kendi ayaklarına kurşun sıkarlar.