Bundan tam 6 yıl önce, 13 Mayıs 2014’te, Türkiye tarihinin en büyük iş cinayetlerinden birisi işlendi. Manisa Soma’da 301 madenci kapitalist-vurguncu sistem tarafından katledildi.
İşçi sağlığı ve iş güvenliği önlemleri alınsa burunları bile kanamayacak işçiler gerekli önlemler alınmadığı için günlerce toprağın altında kaldılar. İşçiler Soma’da maden patronunun kârına kurban edildiler.
Soma’da işçileri diri diri toprağa gömen, AKP’nin gericilik ve vurgunculuk politikalarıdır. İktidar tarafından yürütülen neoliberal politikalardır. Madenleri bu denli denetimsiz duruma getiren özelleştirme ve talan politikalarıdır.
İşçiye düşman sermayeye dost düzen
Maden patronları daha fazla kâr etsin diye işçilerin yaşam hakkı bugün de gasbediliyor. Sendikaların önerilerine kulak tıkayan iktidarı arkasına alan sermaye sınıfı, işçi sınıfına ekonomik soykırım uyguluyor. Madenlerin bulunduğu bölgelerde işçiler ya madene girip kelle koltukta çalışıyor ya da işsizliğin pençesinde kıvranıyor. Kapitalizm maden işçilerine kırk katır mı kırk satır mı diyor.
Vurgun sürüyor
İktidar yaşadığımız koronavirüs günlerinde zengini vergilendirmek yerine yoksulun üç kuruşuna göz dikiyor. Salgın döneminde maske ve dezenfektan gibi temel sağlık malzemelerini halka ücretsiz dağıtmak yerine parayla sattırıyor. Gerekli önlemleri alıp halkın sokağa çıkma hakkını, çalışma hakkını sağlayacağına toptan yasakçı bir zihniyetle sokağa çıkmayı yasaklıyor. İşçilere 1170 liralık desteği reva görürken yandaşların ödeme garantili projelerine tirilyonları aktarıyor. İşçilerin, şehir ve köy emekçilerinin, küçük ve orta ölçekli işletmelerin dertlerine duyarsız kalıyor. Tıpkı Soma madenlerindeki işçilerin, onların ailelerinin feryatlarına kulaklarını tıkadığı gibi.
Hesabı mahşere kalmayacak
Soma’da hayatını kaybeden 301 sınıf kardeşimizin hesabı henüz sorulamadı. Vurguncu, talancı düzenin mahkemeleri toplum vicdanını rahatlatacak kararlar vermedi. Ne madende hayatını kaybeden işçilerin ailelerinin, ne de Türkiye işçi sınıfının acısı dinmedi. Soma katliamının hesabını işçilerin, şehir ve köy emekçilerinin, ulusal demokratik güçlerin Vatan Cumhuriyet Emek kavgasını büyüterek soracağız. Vurgunculardan, talancılardan hesabı halkın birleşik demokratik iradesini yansıtan Birleşik Halk Hükümeti ile soracağız.