Seçimlere doğru

31 Mayıs 2018

AKP ve MHP’nin baskın seçim kararıyla 24 Haziran 2018’de yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı ve Millet Meclisi seçimlerinde artık son aşamaya gelindi. Partilerin cumhurbaşkanı adayları kesinleşti, partiler arası ittifaklar belirlendi, Millet Meclisi aday listeleri de resmileşti.
 
İttifaklar
AKP ve MHP, BBP’yle birlikte Cumhur İttifakını oluşturdu. CHP, İyi Parti ve Saadet Partisi, Demokrat Partiyle birlikte Millet İttifakını kurdu. HDP, Hüda-Par ile Vatan Partisi seçimlere ittifaksız katılıyor. Seçimlere ittifaksız katılan partiler tek tek yüzde 10 seçim barajıyla karşı karşıya kalırken, ittifaklara katılan partiler toplam oylarının yüzde 10’u geçmesi durumunda barajı tek tek de aşmış sayılacaklar.
 
Cumhurbaşkanı adayları
Cumhur İttifakının cumhurbaşkanı adayı ortak: Recep Tayyip Erdoğan. Hüda-Par da Cumhurbaşkanlığı seçiminde Recep Tayyip Erdoğan’ı destekleyeceğini açıkladı. Millet İttifakı ise cumhurbaşkanı seçimine ortak adayla değil, ayrı ayrı adaylarla katılıyor. CHP’nin adayı Muharrem İnce, İyi Partinin (ve onun listesinden seçime katılan DP’nin) adayı Meral Akşener, Saadet Partisinin adayı Temel Karamollaoğlu. Seçimlere ittifaksız giren partilerden HDP’nin adayı Selahattin Demirtaş, Vatan Partisinin adayı ise Doğu Perinçek.
 
İktidarın oyunu bozuluyor
Muhalefeti hazırlıksız ve dağınık yakalama hesabını yapıp “Baskın basanındır” anlayışıyla seçimleri 3 Kasım 2019’dan 24 Haziran 2018’e alan AKP ve MHP cephesinde işler pek iyiye gitmedi. Muhalefet partilerinin bir araya gelemeyeceği varsayımıyla çıkardıkları seçim ittifakı düzenlemesi Millet İttifakının kurulmasıyla avantajdan çok dezavantaja dönüştü. İyi Partinin seçimlere katılmasını engellemek isteyen iktidar bloku, CHP’nin İyi Partiye ödünç milletvekili verme manevrasıyla bu amacına da ulaşamadı. Borç krizinin derinleşmesiyle döviz fiyatlarının fırlaması, iktidarın zaten temelsiz olan “ekonomik istikrar” iddiasının vitrinini de paramparça etti.
 
İnanıyoruz ki, Türkiye halkı demokratik iradesiyle AKP’nin 16 yıllık iktidarına son verecek, başkanlık dayatmasını kıracak, emperyalizme, gericiliğe ve işbirlikçi kapitalist vurgunculuğa karşı ulusal demokratik atılımın başlatıcısı olacaktır.