PKK daha en başından Kürt işçi ve emekçilerinin toplumsal kurtuluşunu, Kürt halkının ulusal eşitliğini ve özgürlüğünü değil, kapitalist ve emperyalist efendilerle uzlaşmayı seçen ulusal oportünist bir örgüttü.
Sosyalist sistemin yıkılmasına ve emperyalizmin Ortadoğu'nun devrimci demokratik güçlerine karşı açtığı işgal ve istila savaşlarına, bölgede dinci gericiliği körüklemesine bağlı olarak uzlaşmacı konumunu bile koruyamadı ve adım adım yozlaştı.
Kaderini Kürt halkının, Türkiye ve Ortadoğu halklarının kaderinden büsbütün ayırdı. AKP'nin gericilik, vurgunculuk ve savaş rejimiyle içli dışlı oldu. AKP'nin Ortadoğu'ya yeniden hâkim olmuş büyük Osmanlı imparatorluğu hayali çerçevesinde özerk Kürdistan projesine katıldı.
Suriye halkının sömürgeci istilaya kahramanca direnişi, Türkiye halkının Gezi ayaklanması ve Mısır halkının İhvan diktatörlüğünü devirmesiyle çöken bu projeden sonra; PKK doğrudan doğruya ABD ve AB'ye yaslanmaya karar verdi.
Ulusal uzlaşmacı bir platformdan emperyalizmin doğrudan işbirlikçisi şovenist-militarist bir konuma kaydı. ABD emperyalizmine asker yazıldı, Ortadoğu halklarını birbirine kırdırmayı amaçlayan “bölgeler, kantonlar ve cepler politikası”nı benimsedi, Rojava'da ABD'ye üs verme noktasına kadar geriledi.
17 Şubat 2016 ikinci Ankara katliamı bu gerici dönüşümün en kesin işaretidir.
Kuşkusuz, başta Kürt halkı olmak üzere bütün Ortadoğu halkları bu gerici dönüşüme gereken yanıtı vereceklerdir.
Büyük birlik
Emperyalist ve gerici saldırı bütün Ortadoğu halklarını ağır bir felaketin içine itti. Emperyalizm ve işbirlikçileri, ABD, AB, NATO, İsrail, Suudi Arabistan, Katar, AKP; mezhepçi ve etnik terör çetelerini de kullanarak bütün bölgeyi ateşe verdi. Bütün Ortadoğu halklarının kaderi her zamankinden daha çok birleşti. Emperyalizmin ve işbirlikçilerinin “böl ve yönet”, “yık ve yönet”, “birbirine kırdır ve yönet” politikalarını sabırla ve sağduyuyla aşacağız. Acımız, öfkemiz, sevincimiz bir; kurtuluşumuz da bir olacak.