Özgürlüğün, eşitliğin, kardeşliğin, baharın müjdecisi Newroz Bayramı halklarımıza kutlu olsun! Aynı zamanda Dünya Irkçılıkla Mücadele Günü olan 21 Mart'ı halklar bu sene her senekinden daha farklı koşullarda kutluyor. 30 Mart 2014 Yerel Seçiminden sadece on gün öncesine denk gelen Newroz haliyle yoğun bir gündemin ve tartışmaların gölgesinde kaldı. Ancak hiç kuşkusuz 2014 Newroz'u bu olağanüstü koşulların da etkisiyle önemli sonuçlara gebe.
Newroz bu sene de daha önceki yıllarda olduğu gibi pek çok alanda coşkuyla kutlandı. Bu alanların en önemlisi ise hiç kuşkusuz Diyarbakır'daydı. Milyonların buluştuğu Diyarbakır meydanında önemli mesajlar verildi. Kutlamalarda hem Abdullah Öcalan'ın, hem de KCK Eş Başkanı Cemil Bayık'ın mesajları okundu.
Milyonlar alanlarda
Öcalan mektubunda çözüm sürecinin devam ettiğini, hükümetin bu süreçte ağırdan alarak yasal düzenlemelerden kaçındığını belirtti. Diyaloğun önemli olduğunu ama kalıcı olmadığını vurgulayan Öcalan; barışın Anadolu, Kürdistan ve Mezopotamya halkları için olduğunu söyleyerek "Hükümet ve devlet bu gerçekliğe uygun bir ciddiyet geliştirmekle yükümlüdür" ifadelerini kullandı. Abdullah Öcalan'ın barış sürecindeki tüm oyalama ve ağırdan alma taktiklerine rağmen iki tarafın da barışta kararlı olduğunu vurgulayan açıklaması dikkat çekti.
Cemil Bayık ise hükümeti eleştirirken barış sürecinin seçim dolayısıyla harcanamayacak kadar önemli olduğunu vurguladı. Sürecin sağlıklı yürütülebilmesi için Öcalan'ın ve siyasi tutsakların serbest bırakılması gerektiğini vurguladı.
Çözüm: ortak mücadele!
Bu mesajlar çok önemli ancak Kürt ve Türk halklarının kurtuluşu sadece ve sadece elbirliğiyle mücadeleden geçiyor. Gelinen aşamada Türk ve Kürt emekçilerinin başta AKP'ye karşı olmak üzere gerici, işbirlikçi sermaye iktidarına karşı ortak mücadeleyi yükseltmekten başka şansları yok.
Bugün çözüm süreci adı altında Kürtlere dayatılan ama aslında Kürt sorununu çözmek adına hiçbir somut ilerlemeyi içermeyen program, Türk ve Kürt halklarını uyutmaktan başka bir anlam içermemekte. En son Paris Katliamı'nda da görüldüğü gibi Kürt halkına ve onun örgütlü güçlerine karşı her türlü karanlık, kanlı komployu kurmaktan çekinmeyen gerici, işbirlikçi ve şoven AKP ile kalıcı ve esaslı bir barış elde etmek mümkün değildir. Barış, Mayıs-Haziran Büyük Halk Direnişi'nde olduğu gibi, Türk ve Kürt emekçilerinin birlikte, ortak mücadelesiyle kazanılacaktır.