İşbirlikçi burjuvazi 19-24 Aralık 1978 tarihinde Kahramanmaraş katliamını 12 Eylül faşist darbesine giden yolda önemli bir dönemeç olarak tezgâhladı. Egemenler, milliyetçi-ülkücü hareketin taşeronluğuyla, gerici dinci çevrelerin katılımıyla erkek kadın, çocuk bebek, genç yaşlı ayrımı yapmadan 111 insanı katletti, 1000'in üzerinde insanı yaraladı. Katliam sırasında yüzlerce ev ve işyeri yakılarak kullanılmaz bir hâle getirildi ve katliamdan sonra 13 ilde sıkıyönetim ilan edildi ve inisiyatif yavaş yavaş NATO'cu, Amerikancı generallerin eline geçmeye başladı.
Maraş Katliamından sonra kurulan mahkeme ancak olaylara katılanların bir kısmını yargılayabildi. Yargılananlardan idam cezası, ömür boyu hapis cezası alanlar dahi oldu. Fakat ceza alanların hepsi doğrudan ya da dolaylı aflardan yararlanarak 1992 yılına kadar serbest bırakıldı. Ne kurulan mahkeme, ne de katliamdan sonra gelen hiçbir hükümet olayın arkasındaki gerçeklerin ve planlayıcılarının ardına düşmedi. Katliamın baş aktörü olarak bilinen Ökkeş Kenger (Şendiller) ise daha sonra milletvekili yapıldı. Ökkeş Şendiller'i Meclise gönderen Refah Partili ağabeylerinin izinden giden gerici AKP iktidarı bu defa Alevileri katleden aynı Ökkeş Şendiller'i sözde Alevi açılımı çerçevesinde düzenlediği sahte Alevi kurultayına davet etti.
Maraş katliamı 12 Eylül faşizmine giden yolda önemli bir dönemeç oldu. Darbe sonrasında ise Türk-İslâm-NATO sentezi kapitalist egemenlerin bütün fraksiyonlarını birleştiren anlayış olarak kesin bir şekilde yerleşti. Kapitalist egemenler bu anlayışın dışında kalan herkese tüm vahşetleriyle saldırdı. Farklı siyasal görüşler bir yana farklı toplumsal kimlikler de hedef tahtasına koyuldu. Kürtler ve Aleviler bu saldırılara en çok maruz kalan kesimler oldu. Egemenler zaman zaman kendi aralarında sürtüşmeler yaşasa da bu sentezin dışında kalan herhangi bir kesime saldırmak konusunda hemen birleştiler.
12 Eylül’ün kanlı mirasının üzerine oturan ve onun sürdürücüsü olan AKP iktidarı Türk-İslâm-NATO sentezini İslâm-Türk-NATO sentezi olarak değiştirerek yoluna devam ediyor. Bu kanlı mirasın takipçisi olan AKP topluma yönelik saldırılarına devam ediyor. Kürt açılımı diyor her gün yaptığı KCK operasyonları ile Kürtleri cezaevlerine dolduruyor. Alevi açılımı diyor her geçen gün Alevilere yeni saldırılar gerçekleştiriyor. Üstelik sadece ülke içinde değil ülke dışında da. Suriye'de, Alevilere yapılan katliamlarda AKP baş aktör oluyor. İleri demokrasi diyor cezaevlerini siyasi mahkûmlarla dolduruyor. Şehitlerini anmak için Maraş’ta buluşmak isteyen Alevilerin bir araya gelmesini yasaklıyor. AKP'nin adaleti yok, işbirlikçiliği katmerli, katliamı çok.
Bizler Maraş katliamının aydınlatılmasını ve sorumlulardan hesap sorulmasını istiyoruz. Adil bir yargılama yapılmasını talep ediyoruz. Maraş’ta katledenlerden de katliamları meşrulaştıran anlayışı sürdürenlerden de hesap soracağız.