Toplumcu Kurtuluş Partisi üyeleri, 1 Aralık'ta Kod A ve DHL direnişlerini ziyaret etti.
Anayasal haklarını kullanarak Sosyal-İş Sendikasında örgütlenen Kod A işçileri ve TÜMTİS Sendikasında örgütlenen DHL işçileri patronun antidemokratik saldırıları ile karşılaşarak işten atıldılar.
Kod A işyerinde örgütlü Sosyal-İş ve DHL işyerinde örgütlü TÜMTİS sendikaları, şu an işyerlerinde çoğunluk örgütlenmesini elde etmiş durumdalar. Ancak, patronlar işçilere mobbing uygulayarak, farklı şehirlere sürerek örgütlenmeleri kırmaya çalışıyor.
İşten atılan işçilerin hukuksal mücadeleleri de bir yandan sürdürülüyor. Üyelerimizin konuştuğu işçiler hukuksal mücadeleden de kazanımla çıkacaklarını belirtti.
Kod A ve DHL işçileri arasında temel benzerlik ise işten atılanların, işçi sınıfının kafa emekçileri (beyaz yakalılar) olarak tanımlanan üyelerinden oluşması. Yani, sermaye sınıfı kafa ve kol emekçisi ayrımı yapmadan örgütlenerek karşısına dikilen tüm işçi sınıfı üyelerine aynı düşmanca tavrını sürdürüyor. Sermaye sınıfının bu tutumu da, işçi sınıfının hiçbir katmanını ayırt etmeden birlik ve dayanışmamızı güçlendirmemiz gerektiğini bir kez daha kanıtlıyor.
İşçiler direniyor, dayanışma büyüyor
İşyerlerinde çalışan sendika üyeleri direnişçi arkadaşlarını yalnız bırakmıyor ve iş saatleri dışaında dayanışmaya devam ediyorlar.
Kod A ve DHL direnişçileri, her sabah işe gelir gibi işyerlerinin önüne gelerek direniş çadırlarını kuruyorlar. Akşam da direniş çadırları toparlanarak "direniş mesaisi" sonlanıyor.
Direnişçi işçiler, haftanın Pazartesi-Cuma günleri arasında işyerleri önündeki direnişlerini sürdürüyorlar.
1920 TKP üyeleri arasında bulunan emektar işçiler de direnişçi genç işçiler ile geçmiş deneylerini paylaştılar.
Metal, askerî tersane, turizm, eğitim işkollarında sendikal çalışma yürütmüş emektar işçiler, deneylerini genç işçilere aktarırken işçi sınıfı mücadelesinin sürekliliği ve dayanışmanın önemi bir kez daha vurgulandı. Emektar işçiler sohbet esnasında, işçi sınıfının her düzeyde birliğinin, yani işyerinde, işkolunda, ulusal ve uluslararası birliğinin önemini kendi deneylerini paylaşarak aktardılar. Geçmiş yıllarda sendikal hareketin başarısında bu temel ilkenin oynadığı role vurgu yaparak sınıf ve kitle sendikacılığı anlayışının ilkelerinin sendikal harekette uygulanması gerektiği de tekrarlandı.
Emektar işçiler ve direnişçi genç işçilerin sohbetleri hep birlikte atılan, "İşçiler direniyor, dayanışma büyüyor", "Direnen işçiler asla yenilmez", "Birleşe birleşe kazanacağız", "Yaşasın sınıf dayanışması" sloganlarının haykırılması ile sonlandı.