Irak ve Suriye'de en kanlı saldırıları gerçekleştiren Irak Şam İslam Devleti IŞİD adlı gerici-faşist örgüt, Irak'ın Musul kentini ele geçirdikten sonra Türkiye'nin Musul Başkonsolosluğu'nu bastı. Başkonsolos ve diğer diplomatlar dahil 49 görevliyi esir alan IŞİD, ayrıca 31 TIR şoförünü de rehin tutuyor.
İkili işlev
IŞİD, emperyalist savaş blokunun hem vurucu güç, hem saldırı bahanesi olarak kullandığı bir maşadır. IŞİD'in doğrudan ABD, AB, İsrail gizli servisleri yanında, emperyalist blokun vekâleten savaşlarını yürüten Pakistan, Türkiye, Katar, Arabistan ve Ürdün gizli servisleriyle içli dışlı olduğuna dair sayısız bilgi ve belge var.
Suriye'de ve Irak'ta emperyalizme teslim olmayan devrimci, ilerici, yurtsever bütün güçlere karşı bir istila ve imha gücü olarak kullanılan mezhepçi-faşist cehennem zebanileri, bu işlevi yerine getirdiklerinde “diktatörlüğe karşı savaşan ılımlı İslamcı güçler” olarak tanımlanır.
Bu işlevlerini tamamladıklarında veya artık yerine getiremediklerinde ya da emperyalizmin ve işbirlikçilerinin değişen stratejileri gerektirdiğinde, bu çetelerin terörist olduğu hatırlanır. Aynı çeteler, bu kez emperyalist savaş blokunun bir ülkeye veya bölgeye doğrudan müdahalesi için bahane olarak kullanılır. Söz konusu çeteleri besleyen, eğiten, silahlandıran, güden efendiler, sözüm ona bir ülkenin veya bölgenin halkını işte bu teröristlerden kurtarmak üzere sahneye çıkarlar.
İŞİD'in Musul saldırısı ve Türkiye'nin Musul Başkonsolosluğu'nu basması, örgütün şu anda ikinci işlevinin öne çıktığını gösteriyor.
Ateşle oynayan AKP
Emperyalizmin hizmetinde dinci-kapitalist yeni Osmanlı imparatorluğunu kurmak, “Misak-ı Milli” sınırlarını sözümona genişletmek hayaliyle Suriye'yi ateşe boğan, Irak'ı bölüp parçalamak için her gün yeni oyunlar tezgâhlayan AKP, ateşle oynamasının bedelini Türkiye halkına ödetiyor.
Gericilik, vurgunculuk ve savaş rejiminin IŞİD, Nusra, Hür Suriye Ordusu HSÖ gibi El Kaideci ve İhvancı katiller sürüsüne verdiği destek, ters tepti. Türkiye, emperyalizmin Afganistan işgaline yataklık yapan Pakistan'ın düştüğü duruma düştü. AKP'nin komşu ülkeleri yakmak için başlattığı savaş yangınının alevleri Türkiye'yi de sarıyor. AKP yönetimi, Türkiye'yi hızla bölgesel bir savaşın içine sürüklüyor.
Musul'daki gelişmeler, halkın iradesini yansıtan, barışçı, demokratik, laik bir halk hükümetine kavuşmanın Türkiye halkları açısından hayat memat meselesi olduğunu bir kez daha kanıtlıyor.
Kendi bencil hesaplarından başka bir kaygı taşımayan sorumsuz AKP iktidarını halkın meşru iradesiyle görevden almak; barışa, bağımsızlığa, halkın dirliğine ve birliğine değer veren herkesin birincil görevidir. AKP iktidarı, artık bütün ülke açısından bir ulusal güvenlik sorununa dönüşmüştür. AKP hükümeti derhâl istifa etmelidir.