AKP’nin kur korumalı mevduat sisteminin ömrü altı aymış meğer. Tekrar fırlayan döviz kurlarını düşürmek isteyen Hazine ve Maliye Bakanlığı dün gece (9 Haziran 2022) yeni önlem olarak iç borçlanmada gelire endeksli senet (GES) çıkaracağını açıkladı.
Açıklamaya göre, senetler her nasılsa hâlâ özelleştirilmemiş kamu iktisadi teşebbüslerinin gelirine bağlı olacak.
Üç ayda bir kupon ödemesi yapılacak senetler için Hazine asgari bir geliri garanti edecek. Söz konusu kamu iktisadi teşebbüslerinin bütçeye aktarılan geliri beklenenden yüksek olursa senedi satın alanlara ek getiri verilecek.
Senetler için 15 Hazirana kadar talep toplanacak. Gelirin hangi teşebbüse bağlı olacağı da, hazinenin garanti edeceği oran da henüz belli değil. [Ek not: Bugün akşam yapılan açıklamaya göre, senetler, Devlet Hava Meydanları İşletmeleri ve Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğünden bütçeye aktarılan gelir paylarına bağlı olacak. Valör 23 Haziran, vade 182 gün, dönemsel getiri oranı yüzde 5,32, yıllık bileşik getiri oranı yüzde 23,04 olacak. İlk kupon ödemesi 23 Eylülde, ikinci kupon ve anapara ödemesi 23 Aralıkta yapılacak. Kupon ödemelerinden stopaj alınmayacak.]
Sürdürülemez önlemler
Kur korumalı mevduat sistemi yoksulların sırtından zenginlere kaynak aktaran, daha birkaç gün önce Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’nin de itiraf ettiği gibi, dar gelirlileri ezen bir sistemdi. Hazineye ek yük getirdiği için sürdürülmesi imkânsızdı.
Yeni getirilen gelire endeksli senet de aynı mantık üzerine kurulu ve sürdürülemez bir önlem. İşe de yaramayacak, dövizin fırlamasını engelleyemeyecek. Tıpkı kur korumalı mevduatta olduğu gibi, olsa olsa günü kurtaracak, toplumsal kriz karşısında ne yapacağını bilmeyen AKP’nin “işte bir şeyler yapıyoruz” demesini sağlayacak bir adım.
Oyalama ve oyalanma
AKP oyalıyor ve oyalanıyor. Sürekli kan kaybeden ülkenin kanını durduracak yerde işi pansumanla geçiştirebileceğini sanıyor. Hâlâ borç ekonomisinde ısrar ediyor, paradan para kazanmaya programlanmış finans kapitali memnun ederek yol almaya çalışıyor.
Oysa ne yapsa finans kapitalin gözünü doyuramaz. Finans kapital serbest faizi dayatıyor, aşağısına razı olmaz. İşsizlik afeti ağırlaşıyor, pahalılık emek gücünün kendini yenilemesine bile imkân vermeyecek kadar arttı, yoksulluk genelleşti ve derinleşti.
Hâlâ banka ve holding sahiplerini memnun etmeye çalışan AKP halkın feryadını duymuyor. Oyalayarak ve oyalanarak ülkeyi iflasa doğru koşar adım götürüyor.
Halkın çözümü
Kapitalist vurgunculuğun neoliberal dogmalarını bir yana bırakırsak çözüm var.
Derhâl döviz kontrolüne geçelim. Dolar milyarderlerini vergilendirelim. İşsizliği çözmek için kamu yatırım hamlesini başlatalım. Gıda ve enerji başta olmak üzere temel dallarda özelleştirmeleri iptal edelim. Sistemli ithal ikamesine dönelim. İMF’li veya İMF’siz fakat İMF mantığını sürdüren yıkım programlarıyla çökertilen tarımı ve sanayiyi canlandıralım, ücret ve maaşları insanca düzeye çıkaralım.
İşçi sınıfı, şehir ve köy emekçileri, ulusal demokratik güçler özne olduklarını hatırlayıp birleşirlerse, iflasa doğru koşar adım gideceğimize ulusal ekonomiyi yeniden ve hızla inşa edebilir, toplumcu düzende insanca yaşayabiliriz.