Kürt sorununda barışçı çözüme yönelik adımlar atılması talebiyle başlatılan ölüm orucunun 49. gününde BDP'nin “Topyekün Direniş Günü” çağrısıyla bütün bölge illerinde yüz binlerce insan hayatı durdurdu. 30 Ekim 2012 Salı günü, özellikle Diyarbakır, Hakkâri, Şırnak ve Van'da kepenkler topluca kapandı, taşıtlar kontak kapattı, öğrenciler okula gitmedi. Polisin müdahalelerine rağmen, kitlesel gösteriler yapıldı.
Durum ortada. Bizzat Adalet Bakanlığı'nın açıkladığı sayıya göre, hapishanelerde 660 kişi ölümü göze alarak İmralı'da tecridin kaldırılmasını, anadilde savunma ve eğitim hakkının tanınmasını istiyor. Dışarıda yüz binlerce insan bu uğurda eylem yapıyor. Kürt halkı, milyonlarca insan, bütünüyle uluslararası temel hak ve özgürlük belgelerinde açıkça tanınan, meşru, yasal ve demokratik haklarını istediğini her yolla ortaya koyuyor.
Bir halk iradesini bu kadar açık haykırırken, AKP hükümetinin sorumluluğunu savsaklaması kabul edilemez. Herkes hükümetten savaşı sona erdirecek, barışın yolunu açacak bir işaret bekliyor. Bu işaret, daha en başta, bedenini ölüme yatıran yüzlerce insanı kurtaracak. Dışarıda her gün kaybetmeye devam ettiğimiz gençleri yaşamda tutacak, ocakların sönmesini engelleyecek. Üstelik, Türkiye halklarının barış içinde birlikte yaşama iradesini güçlendirecek.
AKP hükümeti, hükümet olmanın, kamu gücünü kullanmanın asgari sorumluluğunu hatırlamalıdır. Kürt halkının ve ona destek olan bütün demokratik güçlerin barış iradesine saygı göstermelidir. Ölümleri durduracak barışçı bir işareti vermekten kaçınanları halk da affetmez, tarih de affetmez.