Dün (23 Aralık 2012) Maraş Katliamı’nın 34. yıldönümü dolayısıyla Türkiye’nin dört bir tarafından insanlar Maraş’a katliamı protesto etmek için yola çıktı. Sabahın erken saatlerinde Maraş’a gitmek isteyen insanları, katliamı meşrulaştırmak istercesine devletin bütün kolluk kuvvetleri (kulluk desek yeridir, polisi, ordusu) baskılarla, zorbalıklarla Maraş’a ulaşmayı geciktirmeye çalıştılar. Mersin’de de aynı uygulamalarla karşılaşıldı. Saatlerce süren keyfi kimlik kontrollerinden sonra tekrar yola çıkan Mersin otobüsleri Maraş’ın Narlı ilçesine hareket etti.
Mersin otobüsleri Narlı sınırına 5-10 km kala trafik polisleri tarafından, İstanbul’dan Narlı’ya gitmek isteyen iki otobüsün yanına çekildi. Otobüsten inen insanlar binlerce polis ve jandarma ile, TOMA’larla, Akreplerle karşılaştı. Aralarında siyasi partilerden TKP 1920, Sosyalist Yeniden Kuruluş ve Alevi ve gençlik derneklerinin bulunduğu halk saatlerce soğuk havada bekletilmesi üzerine harekete geçerek yolu kapattı. Sık sık “Maraş katliamı unutulmayacak”, “Faşizme karşı omuz omuza”, “Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber, ya hiç birimiz”, “Faşizmi döktüğü kanda boğacağız” sloganları atıldı. Saatlerce süren yol kapatma eylemi ile uzun trafik kuyrukları oluştu.
Saat 12.30’dan 15.30’a kadar soğukta, yağmurda bekletilen insanlara tazyikli su, plastik mermiler ve gazlarla saldırdılar. Saldırı sonucunda 3’ü Devrimci Alevi Komitesinden yaklaşık 8 kişi yaralandı. Yaralıların 4’ü ambulanslarla hastaneye götürüldü. Bütün engellemelere karşı, kitle Narlı’ya gitmek istedi. BDP’li ve CHP’li Milletvekillerinin, Pir Sultan Abdal Kültür Dernekleri Başkanının yolun kapandığı bölgeye gelmeleri de sonuçsuz kaldı. Bir türlü Maraş’ın ne Valisine, ne de Kaymakamına ulaşılamadı. Saat 16.30’da programın da bitmiş olmasıyla beraber İstanbul ve Mersin araçları bölgelerine hareket ettiler.