AKP-MHP iktidar bloku Anayasanın açık hükmünü ve Anayasa Mahkemesinin iki kararını çiğneyerek Türkiye İşçi Partisi Hatay Milletvekili Can Atalay’ın milletvekilliğini düşürdü. Anayasaya ve Anayasa Mahkemesinin apaçık hak ihlali kararlarına rağmen hâlâ hapiste tutulan Can Atalay’ı, Yargıtay 3. Ceza Dairesinin hukuk dışı bildirimini dün (30 Ocak 2024) Millet Meclisi Genel Kurulunda okutarak milletvekilliği sıfatından yoksun bıraktı.
Hatay halkının oylarıyla seçilmiş milletvekilini milletvekilliğinden atmak, kişi düzeyinde Can Atalay’ı, siyasal örgüt düzeyinde partisini, topluluk düzeyinde Hatay halkını, toplum düzeyinde Türkiye halkını cezalandırıyor. Türkiye halkının iradesine meydan okuyor, Anayasayı ve Anayasa Mahkemesini açıkça yok sayıyor, Anayasayı bilerek isteyerek ayaklar altına alıyor. Millet Meclisini, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi ile Yargıtay 3. Ceza Dairesinin hukuk tanımazlığına ortak ediyor.
İstibdat ve direnme hakkı
İstibdat, halka ait olan egemenliğin gasbedilmesi demektir. İstibdat halkın iradesini, cumhuriyeti, demokrasiyi, hukuku, anayasayı, kanunları çiğner. Bir kişinin, bir zümrenin, bir sınıfın dar çıkarlarını egemen kılar, anomiyi (kuralsızlığı) dayatır. Ortada değer, ilke, görev duygusu, doğruluk, dürüstlük, erdem bırakmaz. “Ben yaptım, oldu” keyfîliğiyle toplumu çökertir.
Peki halk, egemenliğinin elinden alınmasına, sapkın bir egemenliğin kölesi olmaya razı olur mu? Toplum bu keyfîliğe, çökertilmeye, dağılmaya razı olur mu? Tarih de çağdaş gelişmeler de tersini gösteriyor. Halk meşru müdafaa hakkından, zulme karşı direnme hakkından vazgeçmez.
Can Atalay meşru Hatay milletvekilidir. Can Atalay hemen serbest bırakılmalı ve halkın kendisine verdiği görevi Mecliste özgürce yerine getirmelidir.
Halkın iradesini, cumhuriyeti, demokrasiyi, hukuku, anayasayı, kanunları çiğneyen zorbalar halkın, tarihin, çağdaşlığın hakikatiyle yüz yüze gelecekler.