Halkın özgürleştirdiği Taksim Meydanı'nda dün (9 Haziran 2013) yüz binlerce insanın katılımıyla coşkulu bir miting yapıldı. Miting sırasında ve sonrasında Taksim'e akan insanların sayısı milyonları buldu.
Devrimci İstanbul
İstanbul halkı akın akın yürüyerek ve “Hükümet istifa” diye haykırarak iradesine saygı istedi. Ülkeyi saran büyük halk direnişinin hiçbir talebini hâlâ karşılamayan Başbakan Recep Erdoğan'ı ve AKP hükümetini protesto etti. Devrimci İstanbul, iradesini mutlaka hayata geçireceğini, halka karşı düşmanlıkta ısrar eden iktidardan hesap soracağını bir kez daha ilan etti.
Bütün ülke ayakta
Aynı sıralarda, İstanbul Gazi Mahallesi'nde, Ankara Kızılay'da, İzmir Gündoğdu'da, Bursa, Eskişehir, Trabzon, Adana, Mersin, Tarsus, Antakya, Urfa, Gaziantep, Antalya, Muğla, Kayseri'de de halk ayaktaydı. Bütün ülke tek ses tek nefes oldu, Erdoğan'ın ve hükümetin istifasını istedi.
Polis Gazi Mahallesi'nde ve Kızılay Meydanı'nda direnişçilere yine saldırdı. Adana'da, “Tayyip Erdoğan'ın askerleriyiz” sloganını atan eli sopalı AKP'li bir grup, direnişçi halka saldırdı.
İnadım inat diyen Erdoğan
31 Mayıs'tan bu yana yeni bir Türkiye'nin doğduğunu hâlâ idrak edemeyen Erdoğan ve AKP, inatla vurgunculuk ve gericilik projelerinden asla vazgeçmeyeceklerini açıklıyor. Hâlâ Gezi Parkı'nı ortadan kaldırıp Topçu Kışlası'nı yapmaktan söz ediyor. İlle de ormanları ve su havzalarını mahvedip Üçüncü Köprü'yü yapacakmış. Bu köprüye Alevi halkı kesmesiyle ve sömürgeciliğiyle ünlü Yavuz Sultan Selim adını verecekmiş. Yeşilköy Atatürk Havaalanını gereksiz yere yıkıp milyonlarca ağaca kıyacak olan Üçüncü Havaalanı'nı mutlaka yapacakmış. Trakya-Marmara bölgesinin ekolojisini rant uğruna toptan mahvedeceği besbelli olan Kanal İstanbul adlı ucube projeyi mutlaka uygulayacakmış.
Üstelik, ağzındaki baklayı çıkararak, yıllardır “restore ediyoruz, yıkmıyoruz” dedikleri Atatürk Kültür Merkezi AKM'yi de mutlaka yıkacakmış.
Despotça tehditler
Başbakan Erdoğan dün, yine halkı tehdit etti. “Bu eylemlere devam ederseniz anladığınız dilden yanıt veririz” dedi. Demokrasi iddiasında bulunan her rejimin mutlaka uymak zorunda olduğu temel ilkeye saygı göstermeyeceğini bir kez daha ilan etti. Şehir meydanlarını, yani “agora”yı, yani “forum”u halka kapatan bir demokrasi olmaz. Erdoğan, “Bu meydanları anarşistlere, teröristlere mi bırakacaktık? Neyin mücadelesini veriyorlar?” diyerek yüz binlerce direnişçiyi, ayağa kalkan milyonlarca halkı “anarşist, terörist” olarak yaftaladı. Taksim, Kızılay, Gündoğdu ve diğer şehirlerin büyük meydanlarını halkın miting ve gösterilerine açmayız diye tutturdu.
Halk oyunu verdi
Artık çok geç. Bu halk seni ve hükümetini artık istemiyor. Çok zulüm yaptınız, çok vurgun yaptınız, çok vurgun yaptırdınız, ülkeyi emperyalizmin emrinde savaşa sürüklediniz. Halk artık yeter dedi. Anlayın ve halkın iradesi önünde eğilin.
Halk meydanlarda, gaz bombalarınıza, ses bombalarınıza, tazyikli suyunuza, tomalarınıza, panzerlerinize, baltacılarınıza rağmen size hayır dedi. Direnişe geçen halk, gayri meşru emirlerinizle robotlaştırdığınız ve insanlık suçu işlettiğiniz muhafız birliklerinizin saldırısı altında yaralanmayı, sakatlanmayı, hatta ölmeyi göze alarak oyunu kullandı. Sizi gayri meşru ilan etti.
Halk sizi azletti
Hukukun en basit ilkesini bilmiyor musunuz? Asil konuşurken vekile söz düşmez. Müvekkil azledince vekilin yetkisi düşer. Sizin yönetme yetkiniz kalmadı. Halk sizi görevden aldı. Halk sizi azletti. Kovuldunuz.
Halka gözdağı
Ne var ki, Erdoğan ve AKP halkın apaçık mesajını anlamamakta ısrar ediyor. “Artık sizi istemiyoruz, kovuldunuz” mesajını veren halkı iç savaşla tehdit ediyor. Kaybettiği seçmen desteğini hâlâ geçerli sayma kurnazlığıyla, “Benim yüzde 50 desteğim var” demagojisini sürdürüyor. İktidar olanaklarıyla güdümlediği kalabalıkları direnişçilerin üzerine sürme hesabı yapıyor.
AKP 15 Haziran'da Ankara'da, 16 Haziran'da İstanbul'da büyük mitingler düzenleyeceğini açıkladı. Amacı, ülkenin her yerinde ayağa kalkan, direnen halka gözdağı vermek ve dünya kamuoyunu aldatmak.
Gücünüz yok
Artık sökmez. 31 Mayıs'ta korku eşiğini aşan kitleleri, sade insanları, gücünün farkına varan halkı, bindirilmiş kıtalarınızla da, muhafız birliklerinizle de korkutamazsanız. Ayağınızın altındaki toprak kaydı. Boşluktasınız. İç savaş çıkaracak gücünüz yok. Verdiğiniz kanunsuz emirleri gözü kapalı yerine getirecek bir ordunuz yok. Tek çareniz halkın sesine kulak vermek.
Satılık medyanız ve kiralık uzmanlarınız da ne yapsalar dünyayı artık aldatamazlar. Ölüyü diriltemezsiniz. Ülke çapında ayaklanan halkın sesini Mısır'daki sağır sultan bile duydu. Sizin iç yüzünüzü anlamayan kalmadı.
Tek çare istifa
Erdoğan ve AKP hükümeti halkın emrine uymalı ve derhal görevden ayrılmalıdır. İç savaş tehditlerini bırakın, inadınızdan ve kibrinizden vazgeçin. Halk söyleyeceğini söyledi ve söylemeye devam ediyor. Halka savaş açarak hiçbir yere varamazsınız. Gericilik, vurgunculuk ve savaş programınızı reddeden halkın önünde duramazsınız.