Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Alkol Yasağı Kanunu'nu ve Türk Petrol Kanunu'nu onayladı.
Cumhurbaşkanı, Alkol Yasağı Kanunu'nu onaylayarak, AKP'nin çağdaş yaşam tarzına köklü saldırısını paylaştığını ortaya koydu. Türk Petrol Kanunu'nu onaylayarak devlet kurumu Türkiye Petrolleri A.O.'nun ulusal haklarını yabancı petrol şirketlerine devretti. Yani Türkiye'nin bağımsızlığını daha da ayaklar altına alan ve ülkemizin doğal kaynaklarını emperyalistlere peşkeş çeken bir karara imza atmış oldu.
Halkın İstanbul'da ve Türkiye çapında gerçekleştirdiği mesajın alındığını söyleyerek ılımlı bir görüntü veren Abdullah Gül'ün bu iki adımı halkın mesajını kendisinin de hiçbir şekilde anlamadığını gösteriyor. Gül, AKP'nin gericilik, vurgun ve savaş politikasını paylaşıyor ve bu politikaların sorumluluğunu taşıyor. Onun ılımlı sözleri ve görüntüsü nesnel olarak “iyi polis kötü polis” oyununda rol almaktan başka bir anlama gelmiyor.
Bu satırların yazıldığı anda polis Taksim meydanında direnişçilere gaz bombası, tazyikli su ve plastik mermilerle saldırıyor. Böyle bir anda AKP'nin gericilik, vurgun ve savaş politikasının, ülkemizi emperyalizme peşkeş çekmesinin iki temel kanununu onaylayan Gül AKP'nin halk düşmanı politikasına ortak olmuştur. Gül yeni, devrimci, direnişçi Türkiye'nin karşısında eski düzenin temsilcisi olarak konumlanmıştır. İstanbul ve Türkiye çapında direnen halk bu gerçeği kuşkusuz unutmayacaktır.