Gazze’de ateşkes

12 Ekim 2025
Gazze’de ateşkes

Filistin direnişinin Trump ile Netanyahu’nun 29 Eylül 2025 tarihli ültimatomuna 3 Ekimde verdiği yanıtı Trump’ın “kalıcı barış fırsatı ortaya çıktı” diye karşılamasının ardından, Hamas ile İsrail arasında Mısır’da ABD, Mısır, Katar ve Türkiye’nin “arabulucu” olarak katılımıyla başlayan dolaylı ateşkes görüşmelerinde taraflar “ateşkesin ilk aşaması” üzerinde mutabakata vardı. Trump’ın 9 Ekimdeki açıklamasıyla dünyaya duyurulan ateşkes, 10 Ekimde yürürlüğe girdi.

Varılan anlaşmaya göre, Filistin direnişi elindeki bütün İsrailli esirleri 72 saat içinde, İsrail’in bırakacağı bir kısım Filistinli esirle takas edecek. İsrail ordusu “ilk geri çekilme hattı”na çekilecek. İsrail Gazze’ye 600 kamyonluk günlük insani yardım konvoyunun girmesine izin verecek.

Soykırımın ve sürgünün durdurulmasını, Gazzelilerin Gazzede kalmasını, ekmeğe, suya, ilaca ve elektriğe kavuşmasını öngören ateşkesin, ikinci ve sonraki aşamaları konusunda taraflar duruşunu koruyor. ABD’nin, Hamas’ın ve İsrail’in resmî açıklamalarında özenle vurgulandığı gibi, mutabakat sadece “ateşkesin ilk aşaması” üzerinde.

İsrail Trump-Netanyahu ültimatomundaki taleplerini tekrarlayıp duruyor. Direnişe son verme, Gazze’yi sözüm ona “terörden arındırma,” Filistin’i silme, Filistinlileri yok etme, bütün Ortadoğu halklarını kendine köle etme hedefinden kuşkusuz vazgeçmiyor. Amerika da, İsrail’in çevresinde İsrail’e denk bir güç bırakmama, ulus devletleri yıkma, halkları birbirlerine kırdırma, bütün bölgeyi İsrail merkezli bir sahaya çevirme, işbirlikçi Arap ve İslam ülke yönetimleri ile İsrail’i barıştırma hedefini zor kullanma ve tehditlerin yanı sıra kimi ödünler ve dolambaçlı yöntemlerle sağlamaya çalışıyor. Esirlerin takasından sonra ne olacağını hep birlikte yaşayacağız.

Filistin direnişinin tutumu
Bütün Filistin direnişi adına Hamas, İslami Cihad Hareketi ve Filistin Halk Kurtuluş Cephesi tarafından 11 Ekimde yapılan ortak açıklamada, “Gazze’deki yönetim biçiminin ve kurumlarının çalışma esaslarının, halkımızın unsurları tarafından belirlenen bir Filistin içi mesele olduğu” ve “herhangi bir yabancı vesayetin kesinlikle reddedildiği” vurgulandı. Direniş örgütlerinin açıklamasında, “İşgalin kaldırılması, kendi kaderini tayin hakkı ve başkenti Kudüs olan bağımsız, tam egemen bir devletin kurulması başta olmak üzere tüm haklarımızı elde edene kadar her türlü direnişi sürdürmekte ısrarcı olduğumuzu teyit ediyoruz” denildi.

Ortak açıklamada, bütün Filistinli siyasal çevrelere ulusal birlik çağrısı yapıldı, bütün Filistinlileri kapsayacak ortak bir duruşun belirlenmesi amacıyla Mısır’ın desteğiyle acil ve kapsamlı bir Filistin konferansının toplanması için hızla harekete geçmeye kararlı oldukları belirtildi.
 

Bugünden yarına
Filistin direnişinin, Filistin’in tarihten ve coğrafyadan silinmesine ve Filistin halkının toptan imhasına karşı 7 Ekim 2023 başkaldırısını bahane ederek iki yıldır Gazze’de soykırım uygulayan İsrail, Amerika’nın mutlak desteğinde savaşı Filistin’in Batı Şeria bölgesine, Lübnan’a, Suriye’ye, Irak’a, Yemen’e, İran’a ve son olarak Katar’a yaydı.

İsrail, kapsamlı bir Ortadoğu savaşına dönüştürdüğü sömürgeci seferinde, Suriye’nin ilerici yurtsever yönetiminin devrilmesi ve koca ülkenin dinci-mezhepçi terör çetelerinin eline geçmesiyle büyük ama geçici olmaya mahkûm bir zafer kazandı. Lübnan’a, Suriye’ye, Irak’a, Yemen’e ve İran’a ağır zararlar verdi ama bu ülke halklarının siyonist sömürgeciliğe karşı direnme azmini yok edemedi. Amerika’nın güvenilir işbirlikçisi ve İsrail’in yardakçısı Katar’a bile saldırarak bütün işbirlikçi yönetimlerin sahte güvenlik şemsiyesini delik deşik etti.

İçinde bulunduğumuz karanlık dönemde, siyonist İsrail, Rusya’nın Ukrayna savaşının yanında ikinci bir savaşı sürdüremeyecek durumda olması, Çin’in henüz Amerika’yla boy ölçüşmeye hazır olmaması, ilerici dünya ülkelerinin bir araya gelememesi, dünya halklarının olağanüstü tepkisine rağmen bu tepkinin ülke yönetimlerine yeterince yansımaması gibi lehinde olan bütün etkenlerden yararlandıysa da, Amerika güdümlü savaş, işgal ve soykırım politikalarıyla, ne Filistin halkını, ne Ortadoğu halklarını teslim alamadı, onların direnme iradesini kıramadı.

Teslim olmayanlar ölmez, bağımsızlık ve özgürlük sevdasından vazgeçmeyenler yenilmez. Şu anda İsrail’in lehine olan koşullarda bile İsrail siyasal-askerî hedeflerine kavuşamadı. Koşullar değiştiğinde İsrail’in ağır  yenilgiye uğrayacağını göreceğiz.