Ekonomi yangınını söndürmek için acil eylem programımızı açıkladık

28 Kasım 2021
1920 TKP planlı ekonomi basın açıklaması

Toplumcu Kurtuluş Partisi İstanbul İl Örgütü, işsizliği, yoksulluğu, pahalılığı protesto etmek ve ekonomi yangınını söndürmek için acil eylem programını açıklamak amacıyla 28 Kasım 2021 Pazar günü basın açıklaması gerçekleştirdi.

Beşiktaş Barbaros Hayrettin Paşa Meydanı’nda yapılan basın açıklamasında, “İşsizliğe yoksulluğa pahalılığa karşı planlı ekonomi” yazılı pankart açılarak, “Ne ezilen ne ezen insanca toplumcu bir düzen”, “İnsanca bir yaşam istiyoruz”, “Güçlü iktisat sağlam toplum”, “Kahrolsun Amerikan emperyalizmi”, “Kahrolsun IMF”, “Emperyalizme karşı vatan, gericiliğe karşı cumhuriyet, sömürüye karşı emek” ve “Vatan cumhuriyet emek” sloganları atıldı.

Açıklamada; “Bir avuç para babasını daha da zengin ederken orta hâlli insanlarımızı yoksullaştıran, halkımızın en geniş kesimi olan işçileri çiftçileri memurları küçük esnafı emeklileri daha da yoksullaştırırken işsizleri adeta toplumun dışına iten kapitalist vurgunculuk düzeni iflas etti. Hanelere ateş düştü. Kırk yıldır borç faiz döviz özelleştirme tuzağına mahkûm edilen Türkiye halkı, emperyalizmin işbirlikçisi holdinglerin boyunduruğu altında işsizlikten pahalılıktan yoksulluktan kırılıyor.” denilerek, halkımızı ekonomi yangınından kurtaracak acil eylem programının uygulanmasıyla kırk yıldır bir avuç vurguncunun yararına, milyonlarca emekçinin zararına yaratılan yıkım sürecinin tersine çevrilebileceği belirtildi.

Ne ezilen ne ezen toplumcu bir düzen şiarını benimseyen 1920 TKP’nin, bütün ulusal demokratik güçleri vatan için, cumhuriyet için, emek için birleşmeye çağırdığı, ekonomi yangınının tek bir partinin üstesinden gelebileceği, seçim hesaplarında kullanılabilecek sıradan bir felaket olmadığı, işçilerin, şehir ve köy emekçilerinin, aydınların, esnafların, çiftçilerin, sanayici ve tüccarların, bütün ulusal demokratik güçlerin ulusal birlik hükümeti etrafında birleşmeleri gerektiği vurgulanarak basın açıklaması sona erdirildi.

Parti üyeleri ve dostlarının katıldığı basın açıklamasını çok sayıda yurttaşın da izlediği ve alkışlayarak destek verdiği görüldü.

Basın açıklamasının tam metni aşağıdadır.

Saygıdeğer halkımız,
Bir avuç para babasını daha da zengin ederken orta hâllileri yoksullaştıran, halkımızın en geniş kesimi olan işçileri çiftçileri memurları küçük esnafı emeklileri daha da yoksullaştırırken işsizleri adeta toplumun dışına iten kapitalist vurgunculuk düzeni iflas etti. Hanelere ateş düştü. Kırk yıldır borç faiz döviz özelleştirme tuzağına mahkûm edilen Türkiye halkı, emperyalizmin işbirlikçisi holdinglerin boyunduruğu altında işsizlikten pahalılıktan yoksulluktan kırılıyor.

Faizlerin düşürülmesini bahane eden finans kapital çevreleri, emperyalist ülkelerin büyük bankerleri ve işbirlikçileri dövizi patlattı. Gıda başta olmak üzere temel ihtiyaç maddelerinin fırlayan fiyatına yetişemeyen, ücretleri ve maaşları saat saat eriyen emekçiler ve iş yapamaz duruma gelen küçük işletme sahipleri kendi kaderlerine terk edildi.
Döviz soygununu hızlandırarak faizlerin büyük oranda yükseltilmesini ve  ülke ekonomisinin uluslararası para babalarının örgütü İMF’ye teslim edilmesini talep eden finans kapitalin isyanı, halkımızı köşeye sıkıştırırken Türkiye’ye kayıtsız şartsız teslimiyeti dayatan, ülkemizi karadan ve denizden kuşatan Amerikan emperyalizmine hizmet ediyor. Bağımsızlığımız, egemenliğimiz, toprak bütünlüğümüz hakikaten büyük tehlikede.

Değerli yurttaşlar,
AKP iktidarı ise haramzadelerin isyanı karşısında ne yapacağını bilmiyor. Döviz soygununu durdurmak için harekete geçmiyor, işçileri emekçileri çiftçileri koruyacak acil önlemleri almıyor. Durmadan konuşan AKP yöneticileri dut yemiş bülbüle döndü, yorum bile yapmıyorlar.

Sonunda Cumhurbaşkanı Erdoğan, “ekonomik kurtuluş savaşı” içinde olduğumuzu, “yüksek faiz-düşük kur kısır döngüsü yerine yatırım, üretim, istihdam, ihracat odaklı ekonomi politikasına" geçeceklerini ve “ülkemizi bu savaştan da zaferle çıkartacaklarını” ilan etti. Ne var ki, bu genel hedefe ilişkin niyet beyanı dışında hiçbir somut bilgi vermedi. Sızdırılan haberlere göre ise, Türkiye Çin ve Güney Kore modeline geçecekmiş! Türkiye bu kez düşük faiz-yüksek kur, daha da ucuz işçilik ve ucuzlayan varlıklar politikasıyla yabancı sermayeyi kendine çekecek ve üretim merkezi olacakmış! En azından Avrupa’nın ve Ortadoğu’nun tedarik zincirinde ana halka olarak öne çıkacakmış!

Saygıdeğer halkımız,
On dokuz yıllık iktidarında sınırsız özelleştirme, yüksek dış borç, yüksek faiz-düşük kur ve ucuz işçilik politikası uygulayan, bankerlere ve borsacılara öncelik vererek halkı yoksulluğa iten, sanayi ve tarımı çökerten, kalkınmayı sadece inşaata bağlayan, devlet hazinesini iktidara yakın müteahhitlere ardına kadar açan, daha iki yıl önce Merkez Bankasının 128 milyar dolarlık rezervlerini çarçur eden AKP’nin yeni bir kalkınma modeline geçme, yatırım üretim istihdam ihracat merkezi olma iddiasına inanılır mı? Yoksa bu iddia, artık iflas etmiş neoliberalizmi bir başka kılıfla sürdürme gayreti mi? Bu konuyu halkımızın zekâsına, bilgisine ve görgüsüne bırakıyoruz.

Değerli yurttaşlar,
AKP’nin iddiaları bir yana, biz “ekonomik kurtuluş savaşı” kavramını ciddiye alıyoruz. Halkımızın refahı ve vatanımızın birliği bütünlüğü için, temelleri cumhuriyetle atılan ulusal ekonomi anlayışını benimsiyoruz.

AKP üretim ekonomisine geçeceğini söylüyor. Lafla peynir gemisi yürümez, somut icraat gerekir. Halep oradaysa arşın burada diyoruz ve halkımızı ekonomi yangınından kurtaracak acil eylem programını bütün yurttaşlarımızın dikkatine sunuyoruz.

I. Döviz soygunu durdurulsun. Emperyalist devletlerin ve işbirlikçi kodamanların ekonomik tetikçiliğine imkân sağlayan serbest döviz ticareti ve transferi yasaklansın. Kambiyo sistemi devlet denetimine alınsın.

II. Bankalarda 150 bin kişiye ait 200 bin döviz tevdiat hesabı var. Bunların sadece 80 bini 100 bin doların üzerinde. Döviz tevdiat hesaplarının toplam tutarı ise 250 milyar dolar. Döviz tevdiat hesapları Türk Lirasına çevrilsin ve ülkemizin kalkınma hamlesinde kullanılsın.

III. Asgarî ücrete, genel ücretlere, memur ve emekli maaşlarına hak kayıplarını giderecek ve insanca yaşamaya yetecek köklü zam yapılsın.

IV. Gıda, su, enerji dahil temel ihtiyaç fiyatlarına ve kiralara narh koyulsun / tavan getirilsin.

V. Dolar milyarderlerine ve milyonerlerine servet vergisi uygulansın. Dolar garantili Yap-İşlet-Devret işletmelerindeki ödemeler Türk Lirasına çevrilsin.

VI. Küçük esnafın borçları silinsin. Küçük işletmelere vergi, sigorta ve faizsiz kredi desteği sağlansın.

VII. Kalkınmanın dinamosu kamu sektörüdür. İşsizliğe son vermek için kapsamlı bir kamu yatırım/üretim seferberliği başlatılsın. Herkese iş sağlansın. Tarım ve sanayi üretimi teşvik edilsin. Halkın refahına ve yerli üretime dayalı bağımsız ekonomi inşa edilsin.

VIII. Küçük ve orta çiftçi borçları silinsin. Çiftçiye traktör, mazot, elektrik, tohum, ilaç desteği sağlansın ve kooperatifler teşvik edilsin.

IX. Kalkınma hamlesini yönetmek ve düzenlemek amacıyla devlet planlama örgütü yeniden kurulsun.

X. Serbest piyasa ekonomisi bayraktarlığıyla ortaya çıkan neoliberalizmin, en zengin kapitalistlerin en bayağı menfaatlerini maskeleyen bir ideoloji olduğunu bilelim. “Merkez Bankasının bağımsızlığı” düşüncesinin, ekonomiyi halkın/demosun iradesi/yönetimi/denetimi dışına çıkarıp para babalarının tekeline bırakma hilesi olduğunu unutmayalım. Vatana, Cumhuriyete, Emeğe düşman neoliberalizmin demokrasiyle hiçbir şekilde bağdaşmadığını aklımızdan çıkarmayalım. Ekonomiyi İMF’ye teslim etmek intihar politikasıdır. Çoktan iflas etmiş neoliberal borç-faiz ekonomisini hâlâ sürdürmeyi savunan işbirlikçi muhalefet en hafif deyimiyle aymazlık içindedir.

Saygıdeğer halkımız,
Halkımızı ekonomi yangınından kurtaracak acil eylem programının uygulanmasıyla kırk yıldır bir avuç vurguncunun yararına, milyonlarca emekçinin zararına yaratılan yıkım süreci tersine çevrilebilir. Bütün ulusal demokratik güçleri vatan için, cumhuriyet için, emek için birleşmeye çağırıyoruz. Ekonomi yangını tek bir partinin üstesinden gelebileceği, seçim hesaplarında kullanılabilecek sıradan bir felaket değildir. İşçiler, şehir ve köy emekçileri, aydınlar, esnaf, çiftçiler, sanayici ve tüccarlar, bütün ulusal demokratik güçler ulusal birlik hükümeti etrafında birleşmelidir.

Vurgunculuğa Hayır!
Yaşasın Ulusal Birlik Hükûmeti!
Yaşasın Bağımsız Bütün Laik Demokratik Toplumcu Cumhuriyet!