Ermeni halkının enternasyonalist evladı, sosyalist yoldaşımız Hrant Dink'i 19 Ocak 2007'de öldürülüşünün dokuzuncu yıldönümünde sevgi ve saygıyla anıyoruz.
Türkiye egemenlerinin gözünde Hrant Dink'in “suç”u büyüktü. Zira o, şovenist burjuvazinin Ermeni ulusuna uyguladığı soykırımı ve bu insanlık suçunun gerçekleşmesinde emperyalizmin böl-yönet politikasının oynadığı uğursuz rolü günümüz kuşaklarının bilincine çıkarmak için canla başla uğraşan bir devrimciydi.
İşte bu nedenle, kontrgerillanın güdümündeki faşist bir çete emperyalizmin işbirlikçisi gericilik, vurgunculuk ve savaş rejiminin bütün fraksiyonlarının suç ortaklığıyla Hrant Dink'i öldürdü.
AKP'nin kurnazlığı
AKP, ilk günden başlayarak Hrant Dink cinayetinin arkasındaki kontrgerilla örgütünü gizlemek için yoğun bir karartma uyguladı. Dürüst ve tarafsız bir soruşturmayla gerçekleri ortaya çıkartmadı. Çıkartmaya çalışanları görevden aldı, hatta hapse attı. Kendi iktidarını mutlaklaştırmak için cinayeti durmadan sömürdü. Dün cinayeti milliyetçi-ulusalcı çevrelerin üzerine atmış ve onları Silivri'ye kapatmıştı. Bugün ise, cinayeti Fethullahçı güçlerin üzerine atıyor ve onları Silivri'ye kapatıyor. Tabii, kendi sorumluluğunu dün de gizledi; bugün de gizliyor. Soruşturma ve yargılama sürecini dokuz yıldır tamamlamadığı hâlde, hiçbir sorumluluk duymuyor.
Kısacası, AKP hükümeti, Hrant Dink cinayetini kendi iktidar rakiplerini zayıflatmak ve yok etmek için basit bir araç olarak kullandı. Aynı politikayı cinayetin dokuzuncu yılında bile fütursuzca sürdürüyor.
Hrant'ın özlemi
Hrant Dink öldürüldü fakat onu sevgi ve saygıyla ananlar, onun devrimci özlemlerini, düşünce ve duygularını yaşatmaya devam ediyor. Hiç kuşkunuz olmasın: Bu ülke, bu bölge, bu dünya emperyalizmin ve işbirlikçilerinin kurgularıyla biçimlenmeyecek. Hrant'ın özlemi gerçek olacak. Türkiye, bölge ve dünya halkları işçi sınıfının öncülüğünde kapitalizmi ve emperyalizmi aşarak emekçilerin birlik ve dayanışmasına dayalı insanca bir düzen kurarak kardeşçe yaşayacak.
Yapmamız gereken
Öyleyse Hrant Dink'i anmak, AKP'nin gericilik, vurgunculuk ve savaş rejimine karşı koymak demektir. Sultanlık-halifelik düzenine dönüşün maskesi olarak kullanılan başkanlık rejimi dayatmasını boşa çıkarmak demektir.
Öyleyse Hrant Dink'i anmak, emperyalizme karşı mücadele etmek demektir. Ülkemizin Suriye, Irak, İran ve Rusya halklarına karşı Amerikan-NATO üssü yapılmasını engellemek demektir. Emperyalizmin böl-yönet politikasına karşı ikirciksiz mücadele etmek demektir. Halkları birbirine kırdırma komplosuna karşı koymak demektir. ABD-NATO'nun bölge ülkelerini kantonlara ve ceplere bölme politikasını kesinlikle reddetmek demektir. Kardeş halklara din-mezhep ve ulusal köken temelinde terör uygulamayı kabul etmemek demektir.
Öyleyse Hrant Dink'i anmak, işçi sınıfının, şehir ve köy emekçilerinin, ezilen halkların birleşik eylemiyle bağımsız, demokratik, laik, sosyal cumhuriyeti kurmayı hedefleyen birleşik demokratik halk hükümeti için çalışmak demektir.
Hrant Dink cinayetinin dokuzuncu yıldönümünde bir kez daha vurguluyoruz: Cinayetin bütün sorumlularından hesap soracağız.