DKP'nin Almanya'daki genel seçimlere ilişkin değerlendirmesi: Bankaların ve şirketlerin seçim zaferi

28 Eylül 2013
DKP'nin Almanya'daki genel seçimlere ilişkin değerlendirmesi: Bankaların ve şirketlerin seçim zaferi

Alman Komünistleri'nin Almanya'daki seçimlerin ardından yaptıkları değerlendirmenin Türkçe çevirisini paylaşıyoruz.

Bankaların ve şirketlerin seçim zaferi
DKP Başkanı Patrik Köbele Almanya'da gerçekleşen genel seçimlerin sonuçlarını değerlendi.

Egemen medyanın aylardır haberlerde pompaladığı gibi, dünkü (22 Eylül) genel seçimlerin galibi Hıristiyan Demokratik Birlik / Hıristiyan Sosyal Birlik Partileri CDU/CSU oldu. Faturası ise parlamentoda artık temsil edilmeyen Hür Demokratik Parti FDP'ye çıktı.

DKP Başkanı Patrik Köbele'nin yorumu, “Birlik partileri nasıl bir koalisyon yaparlarsa yapsınlar, ülkemiz insanları için çok şey değişmeyecektir. Ordunun savaş misyonları devam edecek. Bankalara sıradaki AB kurtarma paketi sunulacak ve AB'de bulunan Alman banka ve şirketlerinin ülkemizin ve Avrupa Birliği ücretli çalışanlarının sırtına yük olmaları için bir sonraki sosyal yıkıma geçilecek. Bu açıdan bakıldığında seçim sonuçları bankalar ve şirketler için bir zafer anlamı taşıyor. Genel seçimlerin sonuçları -çarpık da olsa- şu anki güç ilişkileri altındaki çalışan nüfusun bilinç düzeyini yansıtıyor. İşçi sınıfının geniş kesimlerinin dahi oylarını savaş politikalarını, sosyal ve demokratik gerilemeleri savunan partilere vermiş olması, şu anki bilinç düzeylerinin bir ifadesidir."
Köbele'ye göre, Almanya'nın AB'deki diğer ülkelere karşın iyi durumda olduğu propagandası, bilinçli olarak yaratılan sosyal çöküş korkuları nedeniyle de etkili oldu. DKP Başkanı aynı zamanda çelişkilere dikkat çekerek “Bir yandan birlik partileri seçimleri kazansa da, diğer yandan yapılan seçim anketlerinde CDU seçmenleri dahi yüzde 74 oranında yasal asgari ücretten yana görüş bildiriyorlarsa, bu belirgin olarak birlik partilerinin seçmen yelpazesinde sınıfsal sorunlar temelinde kırılmaların göstergesidir. Bu bağlamda bundan sonra, parlamento dışı mücadele alanlarında ve aynı zamanda 2014'deki genel seçimlerde, sermayenin yeni saldırılarını kararlı bir şekilde püskürtebilmek amacıyla işçi sınıfının doğrudan çıkarlarına seslenmek gerekiyor. “Die LINKE” partisinin parlamentoya girmesi buna bir katkı sunabilir.

Özellikle gerici “Almanya için alternatif” partisinin yenilgisine işaret eden Köbele, DKP parti yönetiminin 2014 AB seçimlerine katılma kararını bir kez daha selamladı: “Eğer bir parti seçimlere yeni girip milliyetçi ve ırkçı oylara seslenerek neredeyse yüzde 5'lere erişiyorsa, banka ve şirketlerin AB'sine HAYIR şiarını, ırkçılığa ve milliyetçiliğe HAYIR şiarıyla birleştiren bir komünist partisinin aday olması her zamankinden daha büyük bir gereksinimdir. Çünkü kesin olan bir şey var: AB'ye karşı mücadele, ancak Almanya'daki ücretlilerin AB troykasının tasarruf dayatmaları sonucu yoksulluğa sürüklenen diğer ülkelerin ücretlileriyle omuz omuza verdikleri zaman başarı şansına sahiptir.

Patrik Köbele, Heidenheim, Brandenburg ve Berlin'de aday olan DKP'nin beş doğrudan adayına ve diğer adaylarına ve ayrıca seçimlerde omuz veren ve desteğini sunan yoldaşlarına teşekkür etti. Bu desteğin seçim bildirilerinde de yer alan “Direniş yolunu seçin!” şiarına güç verdiğini hatırlatarak bu yola devam etmenin önemine işaret etti.
 
http://news.dkp.de/tag/patrik-koebele/