Geçen cuma günü (18 Ocak 2013) yurdun çeşitli yerlerinde eş zamanlı olarak “örgüt operasyonu” adı altında gerçekleştirilen dernek, ev ve hukuk bürosu baskınları sonucunda gözaltına alınan kişilerin önemli bir bölümü tutuklandı. Tutuklananlardan 9'u ise kamuoyunun yakından tanıdığı, yıllardır işkenceye ve faili meçhullere karşı yürütülen davaları takip eden, insan hakları savunucusu, devrimci avukatlar. AKP hükümetinin bölgesel bir savaşa hazırlandığı şu günlerde böyle bir operasyon elbette tesadüf olamaz.
Dosyada gizlilik kararı olmasına rağmen basına servis edilen bilgilerden de açıkça anlaşılabildiği gibi soruşturma makamlarının elinde, tutukladıkları insanlara yönelik hukuki ciddiyete değer belge ve bilgiler yok. Ancak buna rağmen yurtdışından kendi isteğiyle ifade vermek üzere gelen avukatları dahi kaçma ve delilleri karartma gibi gülünç gerekçelerle tutuklamakta sakınca görmediler. Türkiye'nin tarihi, olağanüstü yargılamalar tarihidir. Yine de tarihin çok az döneminde siyasi iktidarlar ilerici, devrimci ve demokratlara yönelik bu kadar pervasız ve çiğ operasyonlara girme cesareti göstermişti.
Bütün muhalifler hedefte
Bu operasyon, yakın dönemde diğer örneklerinde olduğu gibi, sadece bir grubu veya düşünceyi değil, bütün muhalefeti hedef almıştır. Bununla da yetinmeyip doğrudan bu hukuksuzluklarla mücadele eden savunmayı yani avukatları sindirmeyi amaçlamaktadır. Bugün içinde bulunduğumuz vahim tablodan çıkmanın tek yolu, yaşanan hukuksuzlukları içe sindirmeden tüm demokratik muhalefet odaklarının bir arada mücadelesinin örülmesinden geçiyor.
Başta Çağdaş Hukukçular Derneği'ni, onun değerli üyelerini ve tüm hak savunucularını hedef alan bu operasyonu TKP 1920 olarak bir kez daha kınıyoruz. Ve şunu biliyoruz ki: dünya hukuk tarihine şimdiden kara harflerle geçen bu tutuklamaları ve korku düzenini boşa çıkartacak olan da yine emekçilerin yükselen mücadelesi olacaktır. Gün, haklarımız ve özgürlüklerimiz için ortak mücadeleyi yükseltme günüdür.