Erdoğan-AKP yönetiminin emriyle Türk Hava Kuvvetleri'ne ait bir F 16 uçağı, dün (24 Kasım 2015) sabah Suriye'de İŞİD'in petrol depolarını bombalayan, Nusra ve Ahrar el Şam çetelerine karşı harekât yapan bir Rus uçağını düşürdü. Düşürülen Rus uçağının pilotlarından biri Suriye topraklarında emperyalist-gerici istilayı sürdüren bu çeteler tarafından vurularak öldürüldü ve pilotun ölü bedenine kameralar önünde işkence yapıldı.
Haklı gerekçe yok
Gericilik, vurgunculuk ve savaş rejiminin bu sorumsuzca saldırısı Türkiye ve bölge halklarının güvenliğini tehlikeye atan büyük bir provokasyondur. Meşru Suriye hükümetinin çağrısıyla terör çetelerine karşı harekât yapan Rus uçağının Türkiye hava sahasını 17 saniye ihlal ettiği iddiası bu provokasyonu asla haklı gösteremez. Türkiye, Suriye'nin egemenliğini çiğnemekten derhal vazgeçmeli ve komşu Suriye halkını dört buçuk yıldır katleden terör çetelerine desteğini derhal durdurmalıdır. IŞİD, El Kaide, Nusra, Ahrar el Şam, Fetih Ordusu, ÖSO, İhvan gibi çeşitli adlar taşıyan çeteler, sadece Suriye halkının değil, Reyhanlı, Cilvegözü, Niğde, Suruç ve Ankara katliamlarının açıkça kanıtladığı gibi, Türkiye halkının da düşmanıdır.
Planlı saldırı
Gericilik, vurgunculuk ve savaş rejiminin 17 saniyelik ihlal iddiası doğru kabul edilse bile, Rus uçağının düşürülmesi kararının bu 17 saniye içinde verilmediği, çok önceden planlandığı ve ilk bahanede uygulandığı açıktır. Bu provokasyon, Suriye halkı, yönetimi ve ordusunun istila altındaki topraklarını kurtarma ve ülkenin bütünü üzerinde halk egemenliğini tekrar kurma savaşını baltalama amacı taşıdığı besbellidir. Türkiye halkı, Suriye'yi “kantonlar ve cepler ülkesi” olarak bölüp parçalamak isteyen emperyalist savaş blokunun uğursuz planlarına geçit vermeyecektir.
Sorumlu ABD ve işbirlikçileri
Uçak düşürme provokasyonunun Türkiye'yi 1950'lerde olduğu gibi komşu ülkelere karşı NATO'nun ön cephe ülkesi olarak tepe tepe kullanmak isteyen ABD emperyalizminin güdümü, işbirliği ve onayıyla gerçekleştiği de açıktır. Uçak düşürme provokasyonu, bu yönüyle, 24 Temmuz 2015'te yürürlüğe konan Obama-Erdoğan darbesinin devamıdır.
ABD, Amerikancı-gerici darbeyi Türkiye'yi kendi bölge ve dünya egemenliği projesine sıkıca bağlamak için kullanırken; Erdoğan-AKP yönetimi de, ülkeyi Tanzimat öncesine götürmek, sultanlık-halifelik rejimini hortlatmak ve bölgede yayılmak hayali için kullanmaya çalışıyor.
Ne var ki, tarihin ve günümüzün gösterdiği gibi, ABD emperyalizmine-NATO'ya elini veren kolunu kurtaramaz. Kendi düşen ağlamaz. Bugün ABD'ye ve NATO'ya güvenerek kabadayılık yapanlar, yarın pek zavallıca bir duruma düşeceklerdir.
Halkın gücü
Türkiye halkı, hem ABD emperyalizminin, hem ABD işbirlikçilerinin sömürgeci-gerici heveslerini kursaklarında bırakacaktır. Türkiye halkı, savaş komplolarını boşa çıkaracak güce sahiptir ve bütün komşu halklarla dostluk politikasını mutlaka hayata geçirecektir.