Emperyalist sistemin İslamcı güçlerle ittifak politikasını tarihsel fırsat sayarak içte ve dışta pervasızca savaş politikasına yönelen AKP, çok yönlü saldırılarına Kürt milletvekillerinin dokunulmazlığını kaldırma girişimini de ekledi. Başta BDP Eş Genel Başkanı Gültan Kışanak olmak üzere BDP üyesi dokuz milletvekili ile bağımsız milletvekili Aysel Tuğluk'un dokunulmazlığını kaldırmayı öngören fezleke Meclis komisyonuna sevk edildi.
Oysa açlık grevlerinin ölüme yol açmadan bitirilmesi, AKP'nin Kürt meselesini diyalog ve barış yoluyla çözmeye karar verdiğini gösteren bir gelişme sayılmış, iyimserlik havası yayılmıştı. AKP demokrasinin en temel kuralını çiğneyerek seçilmiş dokuz milletvekilini hapiste tutmaya son vereceğine, 10 milletvekilini daha hapse göndermeye hazırlanıyor.
Kürt milletvekillerinin dokunulmazlığı ilk kez kaldırılmıyor. 1991 seçimlerinde milletvekili seçilen Leyla Zana, Orhan Doğan, Hatip Dicle, Ahmet Türk, Sırrı Sakık ve Mahmut Alınak’ın dokunulmazlıkları 3 Mart 1994’te kaldırıldı. Geceyi Meclis salonunda geçiren Zana ve arkadaşları ertesi gün yaka paça gözaltına alındı. Adı geçen milletvekillerinin bir kısmı, 10 yıl boyunca hapiste tutuldu.
Bu ağır darbe, Kürt meselesini çözmedi. Akan kanı durdurmadı. Genç ölümlerine son vermedi. Barışı sağlamadı. 10 milletvekilinin dokunulmazlığını kaldırmak da hiçbir işe yaramayacak. Sadece kan kaybını arttıracak. Türk ve Kürt halklarını birbirlerinden daha da uzaklaştıracak.
10 milletvekili, Kürt halkının oylarıyla seçildi. BDP'yi grup sayısından düşürerek sesini kesmek, diyaloga ve barışa değil, tek yanlı dayatmaya ve kanlı kardeş kavgasına hizmet eder.
Ülke ve bölge halklarının birliğine ve dostluğuna değer veren herkesi, iş işten geçmeden AKP'nin şovenist maceracılığını durdurmaya davet ediyoruz. AKP'yi, 10 milletvekilinin dokunulmazlığını kaldırma ayıbından derhal geri döndürmeliyiz. Meclis'te temsil edilen diğer partilerin de bu ayıba ortak olmamasını sağlamalıyız.