Barış savaşımının yılmaz sürdürücüsü, Türkiye Barış Derneği’nin kurucu Genel Başkanı, işçi sınıfının sağlam dostu Mahmut Dikerdem’i ölümünün 20. yılında saygı ve özlemle anıyoruz.
Hariciyeli barışsever
Mahmut Dikerdem 1916 yılında doğdu. Galatasaray Lisesi ve İstanbul Hukuk Fakültesi’ni bitirdikten sonra 1938 yılında Dışişleri Bakanlığına girdi. 1942 yılında Cenevre’de devletler hukuku doktorası yaptı.
Hariciyenin en genç büyükelçisi olan Dikerdem birçok meslektaşının aksine savaş elçiliği değil, barış elçiliği yaptı. NATO’ya karşı çıktı. Halkların bağımsızlık, demokrasi ve sosyalizm mücadelesinin elçisi olmayı seçti. Onurlu duruşu yüzünden ayrımcılığa uğradı. Sık sık kızağa alındı.
Barış için savaşmak
Mahmut Dikerdem dışişlerindeki görevinden emekli olduktan sonra 1977’de Barış Derneği’nin kurucu gelen başkanlığını üstlendi. Savaşı emperyalist, kapitalist sistemin zorunlu bir sonucu olarak gören Dikerdem, barış mücadelesinin kaçınılmaz bir şekilde işçi sınıfının kurtuluş mücadelesiyle bağlantılı olduğunu savundu.
12 Eylül faşizmi, bütün sosyalist, devrimci ve demokratik örgütlerle birlikte Barış Derneği’ni de kapattı. Mahmut Dikerdem’i Barış Derneği’ni yönetmek “suçlamasıyla” hapse attı ve yargıladı. Sıkıyönetim mahkemesinde 12 Eylül’e meydan okuyarak halkların barışını kararlılıkla savundu.
Her şeye rağmen barışı savunmak
Mahmut Dikerdem yalnızca gördüğü ağır baskılara rağmen barışı savunmakla yetinmedi. Aynı zamanda ihanet ve teslimiyetçilere karşı da barışı savundu. Sovyetler Birliği’nde Gorbaçov’ların emperyalizme ve kapitalizme teslimiyet çizgisi ortaya çıkınca bu çizgiye karşı savaşıma da katıldı. Bu çizginin barış mücadelesini felce uğratacağını savundu. Dünyada ve Türkiye’de likidasyona karşı mücadele etti. Her yerde ihanetin gezdiği bu karanlık dönemde 10 Eylül dergisinin Şubat 1990 tarihli 6. sayısında “Tüm Korotiç’lere Açık Mektup” başlıklı yazısı yayımlandı. Emperyalizmin, kapitalizmin özünün değişmediğini; Markizm-Leninizm’in geçerliliğini koruduğunu savundu.
3 Ekim 1993’te hayatını kaybeden Mahmut Dikerdem vasiyetinde istediği gibi maden işçilerinin ve devrimci dostlarının omuzunda sonsuzluğa uğurlandı. Emperyalizmin bütün Ortadoğu’yu kana buladığı, dünya halklarına kan kusturduğu günlerde Mahmut Dikerdem'i anmak ve anlamak daha bir önemli oluyor. Mahmut Dikerdem emperyalistlerin taşeronu olarak Suriye halklarının boğazlanması için çabalayan AKP’ye karşı yürütülen barış mücadelesinde işçilerin, öğrencilerin, kadınların ve devrimci dostlarının omuzunda yükseliyor. Hâlâ.