12 Eylül 1980 darbesinin tersine Amerikan çocukları bu kez başaramadı. Fethullah Gülen örgütü eliyle düzenlenen 15 Temmuz 2016 kaos darbesi yenilgiye uğradı. Emperyalizm ve uzantıları orduyu topluca halkın üzerine sürmeyi beceremedi. Kendilerine Yurtta Sulh Konseyi adını veren darbeciler, ordunun büyük kesiminin, emniyetin ve halkın direnmesiyle etkisiz duruma getirildi.
Altın vuruş
Emperyalizmin kör aleti Fethullah Gülen örgütü, emperyalizmin kör aleti IŞİD ve PKK’nin terör eylemlerinden çok daha kapsamlı bir saldırıyla Türkiye Cumhuriyeti yönetimini toptan ele geçirmeye çalıştı, fakat yenildi. Darbenin ilk elde Erdoğan-AKP iktidarına yönelmiş olması işin özünü değiştirmiyor. Darbeciler aslında Türkiye halkının bütününe yönelik emperyalist silahlı saldırının askeri olarak hareket ettiler.
Neden
Bugüne kadar yine emperyalizmin kör aleti olarak davranan, IŞİD ve PKK’yle dönemsel işbirliği yapan Erdoğan-AKP yönetiminin hedef alınmasının nedeni, emperyalizmin ülkemizi ve bölgemizi parçalama planlarına karşı kendi iktidar hesaplarıyla da olsa, kısmen de olsa tutum almaya başlamasıdır. Türkiye’yi ağır yıkıma sürükleyen kendi felaketli politikalarından dönme belirtisi göstermesidir. Türkiye’nin toprak bütünlüğünü savunan yurtsever çevrelere imkân tanımak zorunda kalmasıdır. Suriye ve Irak’ı düşman devletçiklere bölmenin, Rusya’yla düşmanlaşmanın zararlarını en sonunda görmeye başlamasıdır.
Erdoğan ağzıyla kuş tutsa ABD’ye yaranamadı. Obama-Erdoğan darbesine razı olarak İncirlik üssünü ve bütün askerî tesislerini ABD’ye açması, Rus uçağını düşürmesi, İsrail’le resmen barışması, NATO’culukta Bayar-Menderes’i bile aşması çare olmadı. Türkiye’nin artık küçülmesini, dağılmasını, parçalanmasını öngören; Türkiye’ye yeni Sevr’i dayatan ABD, IŞİD ve PKK katliamlarıyla yetinmedi, bu kanlı darbeyi de tezgâhladı.
ABD tezgâhı
Amerikancı-NATO’cu kaos darbesinde İncirlik üssü uğursuz bir rol oynadığı gibi, Hürriyet gazetesinin Washington muhabiri Tolga Tanış’ın da bugünkü yazısında belirttiği gibi (bkz. “Washington’la Gülen krizi şimdi başlıyor”, 17 Temmuz 2016), darbecilerin kanlı saldırıları sürerken Pentagon psikolojik savaş hamlesiyle darbecilere destek oldu, darbenin başarıya ulaştığını iddia eden açıklamalar yaptı.
ABD Dışişleri Bakanı John Kerry, çatışmalar devam ederken darbeyi kınamaktan kaçındı, “Umarım, Türkiye’de istikrar, barış ve devamlılık olur” demekle yetindi.
Darbe girişimi sırasında, Fox News televizyon kanalında yorum yapan, daha 2006’da Amerikan Silahlı Kuvvetler Dergisi’nde Ortadoğu ve Türkiye’nin paramparça edilmesini savunarak meşhur Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) haritasını çizmiş olan emekli Yarbay Ralph Peters, “Bu darbe Türkiye’nin son şansıdır. Başarıya ulaşmalıdır. Hataya düşmeyelim, darbeyi yapanlar iyi insanlardır” dedi.
ABD’nin eski BM büyükelçisi ve şu anda Amerikan Girişim Enstitüsü’nde görevli John Bolton, aynı kanalda “Bu darbe son şanstır” diye tekrarladı.
Yine Amerikan Girişim Enstitüsü’nde görevli Michael Rubin’in 21 Mart 2016’da orduyu düpedüz darbe yapmaya çağıran makalesini; Amerikan Kongresi’ne bağlı Partilerüstü Politika Merkezi’nin art arda yayınladığı ve Erdoğan’a karşı iş çevrelerini, orduyu, Fethullah Gülen hareketini, aydınları, partileri, Kürt hareketini birleşmeye çağıran raporlarını; ABD başkan yardımcısı Joe Biden’ın Fethullahçılar öncülüğünde örmeye çalıştığı sözümona demokrasi cephesini hatırlarsak Amerika’nın kanlı darbedeki rolünü daha iyi görebiliriz.
Savaşın içindeyiz
Fethullah Gülen örgütü eliyle düzenlenen Amerikancı-NATO’cu kaos darbesi, tehlikenin ne kadar büyük olduğunu gösteriyor. Türkiye Amerikan emperyalizminin dolaylı silahlı saldırısı altında bulunuyor. Emperyalizm ve uzantıları ulusal bağımsızlığımızı, egemenliğimizi, toprak bütünlüğümüzü, dil, köken ve inanç ayırımı olmadan halkımızın birliğini, ulusal ve sınıfsal temel haklarımızı ortadan kaldırmak için saldırıyor.
Emperyalizmin aletleri
ABD, ülke ve bölge halklarını din ve mezhep kimliği temelinde bölmek için hem vurucu güç, hem bahane olarak kullandığı IŞİD’i Türkiye halkının üzerine saldı.
ABD, ülke ve bölge halklarını etnik kimlik temelinde bölmek için vurucu güç olarak kullandığı PKK’yi Türkiye halkının üzerine saldı.
IŞİD’in katliamları ve Suriye’yle sınırdaş illeri istila girişimi yetmedi. PKK’nin katliamları ve 13 ilçeyi işgal girişimi yetmedi.
ABD, yıllardır Türkiye’yi Tanzimat ve Cumhuriyet öncesine götürmek, kendisinin doğrudan doğruya etkili olmadığı ülkeleri emperyalist düzene uygun duruma getirmek için kullandığı sadık kılıcı Fethullah Gülen örgütünü bu kez Türkiye’yi toptan düşürmek üzere “altın vuruş”a, kanlı darbeye yöneltti.
Yüzlerce insanın ölmesine, binlerce insanın yaralanmasına yol açan bu kanlı darbe girişimi, ABD’nin yıllarca Türkiye’yi Tanzimat ve Cumhuriyet öncesine götürmek, ülke ve bölge halklarını din, mezhep ve etnik kimlik temelinde bölmek için kullandığı ve bu uğurda Büyük Ortadoğu Projesi eşbaşkanlığına atadığı AKP’nin, emperyalizme verdiği ve hâlâ vermeye devam ettiği bütün hizmetlerine rağmen, özellikle Türkiye, Suriye ve Mısır halklarının yurtsever ve laik direnişi sonrasında ABD’nin planlarında artık değer olmaktan çıktığını ve hatta hedef durumuna geldiğini gösteriyor.
AKP’nin böyle bir durumda bile kurnazca oldubittiler yapması, kendi bencil başkanlık hesaplarını dayatmaya kalkışması, Türkiye halkına ağır zarar verdiği gibi, kendisine de fayda sağlamayacaktır.
Başaramayacaklar
Emperyalizm ve uzantıları ne yaparlarsa yapsınlar, işçilerin, şehir ve köy emekçilerinin, bütün Türkiye halkının vatan, cumhuriyet ve emek mücadelesini durduramadı, durduramayacak. Emperyalizm ve uzantıları başaramadı, başaramayacak. Fethullah Gülen örgütü eliyle düzenlenen 15 Temmuz darbesini bastıran Türkiye halkı, Amerikan-NATO güdümüne ve işbirlikçi burjuvazinin egemenliğine son verene kadar mücadelesini sürdürecek.